23 Şubat 2017 Perşembe

RUSYA-UKRAYNA KRİZİNİN ENERJİ GÜVENLİĞİNE ETKİLERİ ,



RUSYA-UKRAYNA KRİZİNİN ENERJİ GÜVENLİĞİNE ETKİLERİ ,


Azime TELLİ
*Öğr. Gör., Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi SBE Uluslararası İliskiler ABD Doktora Öğrencisi. 

Özet 

   DOĞU AKDENİZ’DE ENERJİ DENKLEMİ VE OLASI YAN ETKİLERİ  

Putin dönemi Rusya Federasyonu’nun önceliği enerji süper gücü olmak olarak öne çıkmıstır. Rusya, genel olarak enerji ve özel olarak da doğal gaz alanındaki rezervlerinin avantajlarını da tüm dünyaya göstermek istemektedir. Rusya, doğal gaz üzerindeki hakimiyetini yeri geldiğinde hem yakın çevresinde bulunan ülkelere hem de Batı dünyasına çarpıcı bir sekilde göstermektedir. Rusya yakın çevresindeki ülkelerle sorunlarla karsılastığı zaman doğal gazı bir cezalandırma aracı olarak kullanmaktadır. Bu durum da dünya enerji güvenliğinin tekrar sorgulanmasına neden olmaktadır. Bu çalısmada enerjinin ulusal güce 
katkısı, bir devletin ekonomik ve siyasal olarak yükselmesinde etkisi Rusya-Ukrayna örneğinde ele alınmıstır. 

Anahtar Kelimeler: Rusya, Ukrayna, enerji güvenliği, doğal gaz, Avrupa Birliği 


Giris 

Güvenlik, günümüzde sadece askeri unsurlar ile açıklanabilecek bir kavram olmanın dısına tasmıs durumdadır. Güvenlik kavramı askeri, ekonomik, fiziksel ve bunlara esdeğer birçok konuyu içine alan, çok daha karmasık bir hal almıs durumdadır. Güvenlik kavramı iki temel kavramla açıklanmaktadır: Bunlardan birisi tehdit kavramıyken, bir diğeri de algı kavramıdır. Tehdit olası bir tehlikeye dayanmaktadır. Güvenlik kavramında bir diğer önemli kavram olan algı ise daha sübjektif bir kavramdır. Metodolojik olarak bu algılama üç kategoride değerlendirilmektedir1:

-1. Kategori: Ulusal Fiziki Tehdit 
-2. Kategori: Ulusal Çıkar Tehdidi 
-3. Kategori: Ortak Değerler Tehdidi. 

Enerjinin insan yasamındaki önemi dünden bugüne değisim göstermis olsa da enerji kaynakları tarihsel gelisim sürecinde her dönem çekim ve buna bağlı olarak mücadele unsuru olmustur. Dünyada sanayilesme, nüfus artısı ve sehirlesmeye bağlı olarak enerjiye talep artmıs, enerji kaynaklarına sahip olmak ve bu kaynaklara güvenli bir sekilde ulasabilmek devletler için öncelikli hale gelmistir. Fosil yakıtlar içinde en çok talep edilen petrol, doğal gaz ve kömür olması nedeni ile bu üç kaynak enerji güvenliği açısından hayati önem 
kazanmıs durumdadır. Kaynaklar sınırlı, tüketim artma eğilimi gösterirken, enerji politikalarında asıl mücadele konusunu kaynakların hangi devletler tarafından kontrol edileceği, yani enerji gelirinin hangi yöntemlerle ve hangi oranlarda paylastırılacağı teskil etmektedir.2 Bu nedenle günümüz kosullarında enerji güvenliği kavramının ulusal güvenlik kavramı ile ayrılmaz bir bütünsellik içinde değerlendirilmesi gerekmektedir.3 Bunun doğal sonucu olarak zengin enerji kaynaklarına sahip ülkeler ekonomik ve jeopolitik açıdan kilit konuma gelmektedir.4 

Enerji güvenliği çok boyutlu bir semsiye kavramdır. Enerji güvenliği arz eden, talep eden ve bu ülkeler arasındaki geçis ülkesi veya enerji transit ülkesi dahil bütün tarafları ilgilendiren bir konudur. Enerji güvenliği kavramı konusunda genel olarak iki farklı yaklasım bulunmaktadır. Bu yaklasımlardan biri enerjiye, diğeri de güvenliğe ağırlık vermektedir. 
Enerji güvenliğinin enerji ağırlıklı tanımı, enerji kaynaklarının bulunabilirliği, erisilebilirliği ve kabul edilebilirliği kavramını içine almaktadır. Enerji güvenliği nin, güvenlik ağırlıklı tanımı ise enerji arama, gelistirme, üretim, iletim, çevrim, dağıtım, pazarlama ve tüketim ağındaki tesislerin her türlü saldırıya karsı fiziki olarak korunması anlamını içermektedir.5 


Enerji güvenliğinde; Ekonomik açıdan, üç farklı boyutun öne çıktığı görülmektedir. 
Tüketici ülkeler için arz güvenliği; transit ülkeler için enerji nakil güvenliği ve gelirinin çoğunu ürettiği enerjiden kazanan ülkeler için enerji talep güvenliği çok önemlidir. 
Dolayısıyla, enerji güvenliği, tüketici ve transit ülkeler için, enerjiyi çesitlendirilmis hatlardan ucuza temin etmek iken; özellikle gelirinin çoğunu enerji ihracatından elde eden üretici ülkeler için kaynaklarını tekelci fiyatlar ve hatlarla tüketiciye satmak olarak 
değerlendirilmektedir.6 

İhtiyacından daha az enerji kaynağı ürettiği için, dısarıdan enerji ithal etmek zorunda olan ülkeler açısından “enerji arz güvenliği” ne kadar önemli ise, ihtiyacından fazla üretim yaparak dısarıya ihraç eden ülkeler için de “enerji talep güvenliği” o kadar önemlidir. Bu açıdan enerji güvenliği; uluslararası bir konu olmasının yanı sıra, üretici ve tüketicilerin karsılıklı olarak birbirlerine bağımlı olduklarını da göstermektedir.7 Sahip olduğu doğal gaz ve ham petrol rezervleri ile dünya enerji piyasasının en büyük aktörlerinden biri olan, küresel 
sistemde yeniden hakim ülkelerden biri olmak için enerji kartını kullanan Rusya ile sahip olduğu rezervlerin Avrupa pazarına ulastırılmasında önemli bir transit ülkesi olan Ukrayna arasında yasanan krizler değerlendirilirken, enerji güvenliğinin üç farklı boyutunun birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. 

Günümüzde Soğuk Savas döneminin ideolojik ayrımlarla sekillenen jeopolitik 
yaklasımının yerini enerji kaynaklarını takip eden bir jeopolitik anlayıs almıs durumdadır.8 
Enerji kaynaklarının önemine yönelik olarak bu kaynakların hepsinin sahip olduğu önemi ifade edebilmek açısından Mert Bilgin tarafından “yeni enerji düzeni politikası” (neopolitics) kavramını gelistirmistir.9 Bu yaklasıma göre dünya devletleri enerji kaynaklarına sahip olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu durum iki taraf arasındaki jeopolitik mücadeleyi derinlestirmektedir. Ayrıca, enerji kaynaklarının geçis güzergahları da bu 
bağlamda jeopolitik öneme sahiptir. Bu önemin bir uzantısı olarak enerji kaynakları ve bu kaynakların transfer edildiği hatları kontrol edenler sadece ekonomik değil politik anlamda da güç sahibi olmaktadır.10 

Enerji arz ülkesi olan Rusya ile enerji transfer ve talep ülkesi olan 
Ukrayna arasında yasanan enerji krizleri değerlendirilirken jeopolitik boyut da önemli bir bakıs açısı sağlamaktadır. Bu çalısmada 2006 yılında ilki yasanan, 2009’da Avrupa ülkelerini donma tehlikesi ile karsı karsıya bırakan ve 2014’te Kırım’ın ilhakı ve Ukrayna’nın doğu bölgelerindeki ayrılıkçı hareketler ile siddetlenen krizleri hazırlayan temel etmenler ele alınacaktır. 

1. Dünden Bugüne Rusya-Ukrayna İliskileri 

Ukrayna, Rusya ve Avrupa arasında bulunan eski Sovyet Cumhuriyeti ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nun bir üyesidir. AB’nin bu ülkeye karsı uyguladığı dıs politika açısından Ukrayna’nın Avrupa ve bir zamanlar onun için en büyük tehdit unsuru olan Rusya ile arasındaki “gri bölge” olarak tanımlanabilecek konumu oldukça önemlidir. Bu özelliğin kültürel ve politik eğilimler açısından da geçerli olduğu söylenebilir. 

Rusya-Ukrayna iliskilerini dünden bugüne sekillendiren en önemli unsurlardan biri jeopolitiktir. Rusya’nın jeopolitik yaklasımı “Avrasyacılık” temelinde açıklanmaktadır. Geçmisi Rus Çarlığı dönemine kadar uzanan Avrasyacılık yaklasımı Soğuk Savas sonrası dönemde Rusya’nın politikalarına yeniden yön vermeye baslamıstır. Rusya’nın tarihi sıcak denizlere ulasma emelinin korunduğu bu teorinin en önemli savunucularından olan Alexander Dugin’e göre, dıs siyasetin genis bir stratejik bütünlesmeye dayanması gerekmektedir.11 
Soğuk Savas’tan sonra Rusya’nın dıs politikasındaki dönüsümüm en çarpıcı göstergelerinden biri, izlediği “Yakın Çevre” politikası olmustur. “Rusya Federasyonu’nun Monroe Doktrini” olarak adlandırılan bu politika, eski SSCB topraklarının Rusya Federasyonu’nun ekonomi ve güvenlik açılarında yasamsal çıkarı olduğunu ileri sürerek buralardakigelismeleri denetlemeyi öngörmektedir.12 Rusya’nın, yakın çevre olarak kabul ettiği ve Rusya 
Federasyonu dısında kalan eski Sovyet topraklarına (Baltık ülkeleri, Ukrayna, Orta Asya ve Kafkasya) yönelik politikası üç temel nedene dayanmaktadır:13 Birincisi, kendisini bir Avrasya gücü olarak gören Rusya’nın bu bölgelerdeki jeopolitik ve stratejik çıkarları; ikincisi, Bağımsız Devletler Topluluğu çerçevesinde devam ettirilen ekonomik çıkarları ve bu ülkelerle karsılıklı ekonomik bağımlılık iliskileri ve sonuncusu, etnik çıkarlar olup Rusya dısında toplam 25 milyon dolayında Rus kökenli insanın bulunması. 

Rusya’nın Avrasyacılık söylemi aynı zamanda siyasal bir kimlik arayısına da cevap vermektedir. Slav-Ortodoks kimliğe sahip Rusya’nın Avrasyacılık düsüncesi ile Ukrayna’nın Batıcılık düsüncesi arasındaki çatısma Rusya’nın, sıcak denizlere açılma emeli açısından Ukrayna’nın tasıdığı stratejik önem nedeni ile zaman zaman ciddi krizlere yol açabilmektedir. 
Ukrayna’nın, Soğuk Savas sonrası dönemde NATO ve AB üyeliğini gündemine alması Rusya’nın tepkisine yol açmıstır. Ukrayna’nın AB ve NATO üyelik perspektifleri Rusya’nın planlarını büyük ölçüde bozmaktadır. Çünkü Ukrayna, NATO’ya girerse, ABD Rusya’nın yanına kadar girecek ve Rusya’nın o bölgede ilerlemesini ve bölgesel merkezcilik düsüncesini bozacaktır. 

Uluslararası sistemde kaybettiği gücü enerji kartını kullanarak tekrar ulasmaya yönelik stratejiler izleyen Rusya, açısından büyük enerji pazarlarından biri olan Avrupa Birliği’ne ulasmak açısından transfer ülkesi olarak Ukrayna özel bir konuma sahiptir. Rusya’dan Avrupa’ya uzanan boru hatlarında Rusya, % 80 oranında Ukrayna’ya bağımlı durumdadır. 
Son dönemde yasanan krizler sonrasında Rusya, Ukrayna’ya olan bağımlılığını azaltacak boru hatları projelerine yönelmistir. Rus gazının Avrupa’ya giden kısmının 4/5’i Ukrayna üzerinden geri kalan kısmı ise Beyaz Rusya üzerinden Avrupa’ya ulasmaktadır.14 

İki ülke arasındaki iliskinin nüfuz mücadelesi kadar nüfusla da yakından iliskisi 
bulunmaktadır. Topraklarında önemli bir Rusça konusan azınlık bulunması, sanayi alanında Rusya’ya bağımlılığı ve Rusya’nın bu komsusunu etki alanı dahilinde tutma konusundaki kararlılığı, iki ülke arasında yasanan krizlerde Rusya’ya bağımlı olan Ukrayna’yı oldukça zor durumda bırakmaktadır. 

2. Rusya’nın Değisen Dıs Politikası ve Enerji Krizlerine Etkileri 

Rusya, 2000’li yılların basından itibaren enerji ve enerji politikaları sayesinde yeniden büyük bir güç olma yolunda önemli adımlar atmıstır. Vladimir Putin’in Rusya Devlet Baskanı olmasıyla canlanan Rus ekonomisi, bu özelliğini enerji boyutunda iyice gelistirerek “Büyük Güçler” sahnesinde yerini almıs bulunmaktadır. Rusya enerji politikasının mihenk tası olarak da Gazprom görülmektedir. Gazprom özellikle de doğal gaz alanında günümüzde tekel 
konumunu sürdürmektedir. Rusya doğal gaz alanındaki “rezerv-üretim-ihracat” faaliyetleri açısından kendi bölgesinde çok büyük bir güç durumundadır.15 Bu gücün kendisine verdiği güvenle de Polonya, Beyaz Rusya ve Ukrayna üzerinde söz sahibi olmaya çalısmaktadır. Bu durum da Rusya’nın bu devletlerle enerji krizleri yasamasına neden olmaktadır. 

Dünyadaki toplam enerji kaynaklarının % 80’i fosil yakıtlardan karsılanmaktadır. Bu fosil kökenli kaynakların 1/4’inden daha fazlası da doğal gazdır. Tüketilen enerjinin yaklasık olarak %24’ü doğalgaz tarafından karsılanmaktadır. Yeryüzünde ispatlanmıs doğalgaz kaynaklarının toplamı 180 trilyon metreküp kadardır. Bu doğal gaz rezervleri 60 yıl yetecek seviyededir. Bu doğalgaz rezervlerinin de %75’i Rusya ve Ortadoğu Bölgesinde bulunmaktadır.16 Doğal gaz rezervleri de petrol kadar olmasa da belirli alanlarda daha fazla yoğunlaş maktadır. Rezervler bakımından Rusya’nın diğer ülkelere göre büyük bir üstünlüğü bulunmaktadır. Çünkü Rusya rezervler bakımından kendisinden gelen İran’a göre iki kat daha fazla doğalgaz rezervine sahiptir.17 

Doğalgazda “rezerv-üretim-tüketim” iliskileri değerlendirildiğinde bazı bölgeler veya devletler doğalgaz talebinin karsılanmasında kendisine yetebilecek sevideyken, bazı ülkeler ise doğalgazda dısa bağımlıdır. AB dünya doğalgaz üretiminin % 6.2’sini, dünya tüketiminin ise % 16.2’sini gerçeklestirmektedir. AB doğalgazda ürettiğinden çok daha fazlasını tüketmektedir. Dısa bağımlılıkta ise neredeyse yarı yarıya Rusya’ya bağımlıdır. Bu durum da AB’yi doğalgaz talebinin karsılanması durumunda tıpkı Rusya-Ukrayna krizlerinde olduğu gibi yeri ve zamanı geldiğinde çaresiz durumda bırakmaktadır. AB’nin enerji alanında dısa 
bağımlılığı % 50 dolaylarındadır. Bu seviyenin önümüzdeki yıllarda daha da fazla artacağı tahmin edilmektedir.18 

Rusya Federasyonu doğalgaz piyasasında monopol güç olmak istemektedir. Rusya Federasyonu’nun sahip olduğu enerji rezervleri ve özellikle doğalgaz alanında tüm Avrupa ve yakın çevresi için monopol bir dağıtıcı konumunda olması kendisine önemli avantajlar sağlamaktadır. Dkinci olarak ise yaptığı enerji ihracatını pazardaki tekel konumunun kendisine verdiği güvenle bu ihracata bağımlı devletlere karsı bir siyasi baskı aracı olarak kullanmakta dır. Rusya Federasyonu özellikle son dönemde doğalgaz üzerindeki tekel konumunu bir dıs politika aracı olarak kullanmaktadır. Rusya Federasyonu, doğal gaz fiyatlarını bölge devletlerinin Moskova ile olan iliskilerine göre ayarlayarak, doğal gazı ihracat yaptığı ülkelere karsı ödüllendirme ya da cezalandırma aracı olarak kullanmaktadır. 

Rusya Federasyonu doğalgazın fiyatını Bağımsız Devletler Topluluğu’na üye her ülke için özel olarak belirlemektedir.19 Rusya bir taraftan Orta Asya ülkelerin deki enerji kaynaklarının kontrolünü ele geçirirken, diğer taraftan da yeni projeler sayesinde basta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyi kendisine bağımlı hale getirmistir. 

Doğal gaz alanında Ukrayna, Rusya açısından stratejik bir öneme sahiptir. Çünkü Rusya’nın Avrupa’ya ihraç ettiği doğalgazın, nakil yollarının %80’i Ukrayna toprakları üzerinden geçmektedir. Bu özellik de Ukrayna’ya transit ülke olma özelliğini yüklemistir. 
Ancak Ukrayna bu özelliğinden dolayı enerji alanında büyük güçlerin rol aldığı oyunda hep bir rol almak durumunda bırakmaktadır. Özellikle doğalgaz alanında Rusya’nın transit geçisteki Ukrayna’ya olan bağımlılığı yüzünden Rusya ile Ukrayna birçok kez uluslararası alanda karsı karsıya gelmistir. Ayrıca Ukrayna’nın Rusya ile olan enerji alanındaki iliskileri ve enerji geçisindeki konumundan dolayı Rusya’ya karsı korumasız bir duruma düsmektedir. 
Bu korumasız hale düsme konusu özellikle 2006 ve 2009’da Rusya ile yasanan doğalgaz krizlerinde kendisini iyice gün yüzüne çıkarmıstır.20 

Ukrayna’nın transit hatlar sayesinde ve bu transit hatlardan geçen gaz sayesinde stratejik önemi artmaktadır. Ukrayna’nın bu hatların üzerinden 400 milyar metreküpe yakın bir doğalgaz akısı yapılmaktadır. Bunun %25’lik kısmını Ukrayna kendisi için kullanmaktadır. Geri kalan kısmı ise Ukrayna üzerinden Avrupa’ya tasınmaktadır.21 Rusya-Ukrayna arasında 5 ana doğalgaz hattı bulunmaktadır. Bunlardan ikisi Ukrayna’da sona ermekte, diğer üçü de Avrupa ülkelerine Rus doğalgazını tasımaktadır. Rusya ile Ukrayna arasında Avrupa’ya giden boru hatları ile ilgili olarak “Boru Hattı Ev Sahibi Ülke” anlasması 
bulunmaktadır.22 Bu anlasmaya rağmen iki ülke arasında enerjinin transit geçisi ile ilgili sorunlar yasanmaktadır. Rusya’nın petrol ve doğalgaz boru hatlarının önemli bir kısmının Ukrayna’dan geçmesinden dolayı enerji alanında iki ülke arasında sorunlar yasanmaktadır. Rusya ekonomik olarak Ukrayna’yı kendisine özellikle enerji alanında bağımlı bir hale sokarak bunu siyasal bir araç olarak Ukrayna’ya karsı kullanmaktadır. Rusya-Ukrayna iliskilerinde Rusya’nın Ukrayna ile bu kadar ilgilenmesindeki bir diğer neden ise Ukrayna’da yasayan Rus nüfusudur. 


3. Rusya-Ukrayna Krizlerinin Enerji Güvenliğine Etkisi 

Rusya-Ukrayna krizleri birçok ülkenin enerji alanında yeni atılımlar yapmasına neden olmustur. Kriz özellikle enerji konusunda ve spesifik olarak da doğalgaz konusunda Avrupa ülkelerinin Rusya’ya güvenini büyük ölçüde sarsmıstır. Bunun üzerine de ülkeler, enerji, güvenliğini sağlamak amacıyla farklı enerji kaynakları ve farklı arz alternatifleri bulmaya çalısmıslardır. 2006 ve 2009 yıllarının soğuk kıs günlerinde meydana gelen doğalgaz krizleri Avrupa’nın birçok ülkesini dondurucu soğuklara mahkum bırakmıstır. Bu olaydan sonra 
enerji alanında ülkelerin stok tutma kapasitelerinin arttırılması gündemdeki yerini almıs bulunmaktadır.23 



Enerji arz ülkesi olarak Rusya’nın, enerji transfer ülkesi olarak da Ukrayna’nın güvenilirliklerinin sorgulanmasına yol açan Rusya-Ukrayna krizleri AB’nin enerji 
politikasında çesitlendirmeye daha çok önem vermesine yol açmıstır. AB üyelerinin Rus doğal gazına farklı oranlarda bağımlı olmasından kaynaklı enerji politikasında henüz ortak bir tavır gelistirilememistir. Ancak bu krizler sonrasında Avrupa ülkeleri hem arz ülkelerinin, hem de transfer ülkelerinin çesitlendirilmesi için farklı projelere destek vermeye baslamısladır.24 Bu projeler arasında transit ülke olarak Türkiye’nin öneminin artmasını sağlayacak olan Nabucco ve TANAP’ta bulunmaktadır. Öte yandan AB’nin fosil yakıtlara 
alternatif olabilecek yenilenebilir enerji kaynaklarının gelistirilmesine yönelik projeleri de bu krizlerle birlikte ivme kazanmıstır. 


Sonuç 

Rusya, özellikle 2000’li yıllarla beraber Putin’in basa geçmesiyle bölgesel bir güç ve hatta eski süper gücüne kavusmak için enerjiyi ön plana almaktadır. Rusya genel olarak enerji ve özel olarak da doğalgaz alanındaki rezervlerinin avantajlarını da tüm dünyaya göstermek istemektedir. Özellikle yakın çevresi olan Ukrayna, Polonya ve Beyaz Rusya’nın Batı yanlısı politikalar izlemesi nedeniyle üzerlerinde sahip olduğu doğal gaz rezervleri ile baskı kurmak isteyen Rusya, bu amaçla kimi zaman enerji diplomasisini aktif olarak kullanmaktadır. 
Rusya-Ukrayna krizlerinde olduğu gibi Rusya, doğal gaz üzerindeki hakimiyetini yeri geldiğinde hem yakın çevresinde bulunan ülkelere hem de Batı dünyasına çarpıcı bir sekilde göstermektedir. Rusya yakın çevresindeki ülkelerle siyasal bazı sorunlarla karsılastığı zaman doğal gazı bir cezalandırma aracı olarak kullanmaktadır. Bu durum da dünya enerji güvenliğinin tekrar sorgulanmasına neden olmaktadır. Rusya-Ukrayna arasında 2006 ve 2009 doğal gaz krizlerinin yarattığı gerilim 2014’te yeni bir boyut kazanmıstır. Rusya’nın, 
Ukrayna’ya müdahalesinin daha da derinlesmesi tepkileri arttırmıstır. 

Ukrayna jeopolitik konumu gereği hem AB, hem Rusya hem de ABD açısından önemli bir yere sahiptir. AB açısından gerek AB üyelik perspektifi ve gerekirse Batı yönlü bir dıs politika isteği bakımından Ukrayna’nın yeri özel bir yer teskil etmektedir. Ayrıca AB açısından enerji yolları Ukrayna üzerinde bulunması da Ukrayna’nın jeopolitik önemini arttıran önemli bir faktördür. Tüm bunlara bir de Ukrayna’nın NATO’ya üyelik perspektifini eklenirse Ukrayna’nın hem ABD, hem AB, hem de Rusya açısından önemini daha iyi kavrayabiliriz. Bu süreçte en güçlü silahı enerji olan Rusya Federasyonu, fiyat ve miktar ayarlamaları basta olmak üzere çıkarlarını korumak ve gelistirmek için farklı taktiklerle ilerlemektedir. Rusya boru hatları politikaları ile hem AB’ye daha fazla enerji ikmali sağlamayı, Orta Asya ve Hazar kaynaklarının Avrupa pazarına Rus boru hatları dısında baska projelerle erisimini kısıtlamayı, hem de çesitli boru hatları projeleri ile transfer ülkesi olarak bağımlı olduğu Ukrayna, Beyaz Rusya ve Polonya’yı enerji oyununda egale etmeyi amaçlamaktadır. AB’nin Rusya’ya olan enerji bağımlılığı ise kısa vadede enerji kartının daha da acımasız olarak kullanılmasına yol açması beklenmektedir. 

DİPNOTLAR;

1 Güvenlik ve Tehdit Kavramının Evrimi Global Güvenlik Dçinde Ulusal Güvenlik Perspektifi, 2006, 
www.turksae.com/sql_file/298.pdf (Erisim Tarihi 23.09.2014), s. 5. 
2 Yüce, Çağrı Kürsat, Kafkasya ve Orta Asya Enerji Kaynakları Üzerinde Mücadele, Dstanbul, Ötüken Yayınları, 2006, s. 4-5. 
3 Dokuzlar, Bircan, Dünya Güç Dengesinde Yeni Silah Doğalgaz Orta Asya’dan Avrupa’ya, Dstanbul, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2006, s. 48 
4 Osmanov, Elnur, “Rusya’nın Süper Güç Olma Hesapları ve Enerji”, http://www.tasam.org/index.php?altid=75, (17.09. 2014). 
5 Sevim, Cenk, “Geçmisten Günümüze Enerji Güvenliği ve Paradigma Değisimleri”, Stratejik Arastırmalar Dergisi, Yıl. 7, Sayı. 13, Mayıs 2009, s. 93. 
6 Energy Security and Sustainable Development in Asia and the Pacific, Policy Options for Energy Security and Sustainable Development 2010, UN Economic and Social Commission for Asia and the Pacific, 
http://www.unescap.org/esd/energy (Erisim Tarihi: 05.06.2013), s.5 
7 Ediger, S.V., “Enerji Arz Güvenliği ve Ulusal Güvenlik Arasındaki Dliski”, Enerji Arz Güvenliği Sempozyumu, Genel Kurmay ATASE Baskanlığı Stratejik Arastırma ve Etüt Merkezi (SAREM), Ankara, Genelkurmay 
Basımevi Ya. No: 2007/47, 2007, s. 5. 
8 Coskun, Bezen Balamir and Carlson, Richard, “New Energy Geopolitics: Why does Turkey Matter?”, Insight Turkey, Vol. 12, No. 3, 2010, s. 206. 
9 Arıboğan, Deniz Ülke ve Bilgin, Mert, “New Energy Order Politics Neopolitics: From Geopolitics to Energepolitics” , Uluslararası Dliskiler Dergisi, Volume 5, No 20, Winter 2009, s.11-113. 
10 Klare, Michael T., Rising powers, shrinking planet: the new geopolitics of energy, New York, Metropolitan Books, 2008, s. 15. 
11 Dugin, Aleksandr, Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklasım, çev. V. Dmanov, İstanbul, Küre Yayınları, 2006. 
12 Tellal, Erel, “Rusya’yla İliskiler”, Baskın Oran (ed.), Türk Dıs Politikası Kurtulus Savasından Bugüne Olgular, Belgeler, Yorumlar (Cilt 2 1980-2001), İstanbul, İletisim Yayınları, 2002, s. 542. 
13 Arı, Tayyar, Irak, Dran ve ABD Önleyici Savas, Petrol ve Hegemonya, İstanbul, Alfa Yayınları, 2004, s. 323-324. 
14 Balmaceda, Margarita M., “Ukraine’s Persistent Energy Crisis”, Problems of Post-Communism, Vol. 51., No.4, July/August 2004, s. 43. 
15 Cenk Pala, “Ayı İle Dans: Kutsal Gazprom İmparatorluğu ve Türkiye”, Süha Tanyeri (ed.). Dördüncü Uluslararası Sempozyum Bildirileri Güvenliğin Yeni Boyutları ve Uluslararası Örgütler, Ankara, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlığı Yayınları, 2007, s. 10. 
16 Stegen, Karen Smith, “Deconstructingthe‘‘energyweapon’’: Russia’s threat to Europe as case study”, Energy Policy, 39, 2011, s. 6506. 
17 Dokuzlar, Bircan, Dünya Güç Dengesinde Yeni Silah Doğal Gaz, İstanbul, IQ Yayınları, 2006, s. 116. 
18 A.g.e., s. 118. 
19 Sapmaz, Ahmet, Rusya’nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye’ye Etkileri, İstanbul, Ötüken Yayınları, 2008, s. 132-133. 
20 Stegen, a.g.e., s. 6510-13. 
21 Yorkan, Arzu, “Avrupa Birliği’nin Enerji Politikaları ve Türkiye’ye Etkileri”, Bilge Strateji, Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009, s. 34. 
22 Chossudovsky, Michel, “Avrasya Koridoru: Boru Hattı Jeopolitiği ve Yeni Soğuk Savas”, 08.25.2008, 
http://www.koxuz.org/anasayfa/node/1921, (18.09.2014). 
23 Aras Bülent ve Yorkan, Arzu, Avrupa Birliği ve Enerji Güvenliği: Siyaset, Ekonomi ve Çevre, Stratejik Rapor No:13, Aralık 2005, 
http://www.tasam.org/images/pdf_raporlar/abenerji_rapor.pdf, (21.09.2014), s. 7. 
24 Akpas, Göksen ve Apar, Altan, “Avrupa 2020 Stratejisi: Akıllı, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme için Avrupa Stratejisi”, AB Genel Sekreterliği Özel Bilgi Notu, 14 Eylül 2010. Kaynak: TAP, TANAP ve NABUCCO, www.enerjienstitüsü.com (28.09.2014). 



KAYNAKÇA 

A. M. Mastepanov, “Energy Strategy of The Russian Federation to The Year 2020”, 
2009, http://ec.europa.eu/energy/russia/presentations (Erisim Tarihi 16.09.2014). 
Ahmet Sapmaz, Rusya’nın Transkafkasya Politikası ve Türkiye’ye Etkileri, İstanbul, Ötüken Yayıncılık, 2008. 
Ali, Tekin and Paul A. Williams, “EU–Russian Relations and Turkey’s Role as an Energy Corridor”, Europe-Asia Studies, Vol. 61, No 2, 2009, s. 337-356. 
Ali, Tekin ve Iwa Walterova, “Turkey’s Geopolitical Role: The Energy Angle”, Middle East Policy, Vol. 14, No 1, 2007, s. 84–94. 
Arzu Yorkan, “Avrupa Birliği’nin Enerji Politikaları ve Türkiye’ye Etkileri”, Bilge Strateji, Cilt 1, Sayı 1, Güz 2009, s. 24-39. 
Bezen Balamir Coskun ve Richard Carlson, “ New Energy Geopolitics: Why does Turkey Matter?”, Insight Turkey, Vol. 12, No 3, 2010, s. 205–220. 
Bircan Dokuzlar, Dünya Güç Dengesinde Yeni Silah Doğal Gaz, Dstanbul, IQ Yayınları, 2006. 
BP Statistical Review of World Energy 2011, BP, 2011, www.bp.com/statisticalreview/ , (15.03.2013). 
Bülent Aras ve Arzu Yorkan, Avrupa Birliği ve Enerji Güvenliği: Siyaset, Ekonomi ve Çevre, Stratejik Rapor No:13, Aralık 2005, 
http://www.tasam.org/images/pdf_raporlar/abenerji_rapor.pdf, (21.09.2014). 
Cenk Pala, “21. Yüzyıl Dünya Enerji Dengesinde Petrol ve Doğal Gazın Yeri ve 
Önemi” , Avrasya Dosyası, Cilt 9, Sayı 1, Bahar 2003, s. 5-38. 
Cenk Pala, “Ayı İle Dans: Kutsal Gazprom İmparatorluğu ve Türkiye”, Süha Tanyeri 
(ed.). Dördüncü Uluslararası Sempozyum Bildirileri Güvenliğin Yeni Boyutları ve 
Uluslararası Örgütler, Ankara, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Baskanlığı Yayınları, 2007, s.4-42. 
Cenk Sevim, “Küresel Enerji Jeopolitiği ve Enerji Güvenliği”, Journal of Yasar University, 26 (7), 2012, s. 4378-4391. 
Communism, Vol. 51, No. 4, July/August 2004, s. 40-50. 
Çağrı Kürsat Yüce, Kafkasya ve Orta Asya Enerji Kaynakları Üzerinde Mücadele, İstanbul, Ötüken Yayınları, 2006. 
Deniz Ülke Arıboğan ve Mert Bilgin, “New Energy Order Politics (Neopolitics): From Geopolitics to Energepolitics”, Uluslararası İliskiler Dergisi, Vol. 5, No. 20, 2009, 
s. 109-132. 
Dugin Aleksandr, Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklasım, (çev. V. Dmanov). İstanbul, Küre Yayınları, 2006. 
Emre Dseri vd., “Jeopolitik Rekabetten Enerji Dsbirliğine: Türkiye-Rusya İliskileri”, Cüneyt Yenigün ve Ertan Efegil (der.) Türkiye’nin Değisen Dış Politikası, 
Ankara: Nobel Yayıncılık, 2010. 
Furkan Senay ve Muhammet Korkmaz, Avrasya’nın Jeopolitik Anahtarı Ukrayna Üzerinde Güç Mücadelesi, Ankara: SETA, Ağustos 2014. 
Gareth M. Winrow, “Energy Security in the Black Sea: Caspian Region”, Perceptions, Güz 2005, s. 85-98. 
Güvenlik ve Tehdit Kavramının Evrimi Global Güvenlik Dçinde Ulusal Güvenlik Perspektifi, 2006, www.turksae.com/sql_file/298.pdf, (12.10.2014). 
Hasret Çomak, Dünya Jeopolitiğinde Türkiye, İstanbul, Hiperlink Yayınevi, 2011. 
International Energy Outlook 2011, U.S. Energy Information Administration, 2011, 
www.eia.gov/forecasts/ieo/pdf/0484%282011%29.pdf/ (Erisim Tarihi 03.05.2013). 
J. Elkind and Carlos, Pascual, Energy Security, Economics, Politics, Stategies and Implications, Washington, The Brookings Institution, 2010. 
Karen Smith Stegen, “Deconstructingthe‘‘energyweapon’’: Russia’s threat to Europe as case study”, Energy Policy, Vol. 39, 2011, s. 6505–6513. 
Margarita M. Balmeceda, “Ukraine’s Persistent Energy Crisis”, Problems of Post-
Mark A. Smith, “A Review of Russian Foreign Policy”, Conflict Studies Research Centre Russian Series, 7/22, July 2007. 
Mert Bilgin, “Geopolitics of European Natural Gas Demand: Supplies from Russia, 
Caspian and the Middle East”, Energy Policy, 37, 2009, s. 4482–4492. 
Mert Bilgin, “What Difference Does it Make to Become an Energy Transit Corridor, 
Hub or Center?”, UNISCI Discussion Paper, No. 23, 2010, s. 113–128. 
Mert Bilgin, “Yeni Asya’nın Enerji Paradigmasında Orta Asya ve Kafkaslar: Rusya, AB, ABD, Çin, İran ve Türkiye arasındaki açmazlar ve stratejik açılımlar”, Stratejik 
Arastırmalar Dergisi, 2011, 
www.stratejikongoru.org/pdf/yeniasyaninenerjiparadigmasi.pdf/ (Erisim Tarihi 28.04.2013). 
Michael T. Klare, Rising powers, shrinking planet: the new geopolitics of energy, New York, Metropolitan Books, 2008. 
Michel, Chossudovsky, “Avrasya Koridoru: Boru Hattı Jeopolitiği ve Yeni Soğuk Savas”, 25 Ağustos 2008. 
http://www.koxuz.org/anasayfa/node/1921 (Erisim Tarihi 18.09.2014). Outlook for Energy: A View to 2030, Exxon Mobile, 2010, 
http://www.exxonmobil.com/Corporate/Files/news_pub_eo_2009.pdf (Erisim Tarihi 18.04.2013). 
Özgür Bora Özkul, “21. Yüzyılda Enerji Güvenliği”, Stratejik Öngörü Stratejik Arastırmalar Dergisi, Sayı 15-16, s. 49-62. 
Parag Khanna, Yeni Dünya Düzeni, Yeni Yükselen Güçler 21. Yüzyılda Dünyayı Nasıl Belirliyor?, İstanbul, Pegasus Yayınları, 2011. 
Paul Stevens, Transit troubles: Pipelines as a source of conflict, Catham House Report, London, The Royal Institute of International Affairs Catham House, 2009. 
Pinar, Bilgin ve Ali Bilgiç, “Turkey’s new foreing policy toward Eurasia”, Eurasian Geography and Economics, Vol. 52, No 2, 2011, s. 173-195. 
Sander Hansen, “Pipeline Politics: The Struggle For Control of Eurasian Energy Resources”, April 2003, 
www.clingendael.nl/publications/2003/20030400_ciep_paper_hansen.pdf, (Erisim Tarihi 02.09.2014). 
Stuart Harris, “Global and Regional Orders and the Changing Geopolitics of Energy”, 
Australian Journal of International Affairs, Vol. 64, No. 2, 2010, s. 166-185. 
The New Energy Security Paradigm, World Economic Forum, Spring 2006, 
www.webforum.org/pdf/Energy.pdf/, (02.03.2013). 
W. Raymond Duncan et al., World Politics in the 21st Century, New York, Pearson Longman, 2006. 
W.J. Nuttall and D.L. Manz, D. L., “A New Energy Security Paradigm For The Twenty-First Century”, Technological Forecasting & Social Change, 
Vol. 75, No. 8, 2008, s. 1247-1259. 
Yazgan Erbil, Rusya-Ukrayna Doğalgaz Krizi ve Enerji Güvenliği, Yayınlanmamıs 
Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, Kadir Has Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Uluslararası İliskiler ve Küresellesme Yüksek Lisans Programı, 2010. 
Z. Brezezinski, Büyük Satranç Tahtası: Amerika’nın Küresel Üstünlüğü ve Bunun Jeostratejik Gereklilikleri, çev. Y. Türedi, İstanbul, İnkilap Kitabevi, 2005. 


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder