4 Temmuz 2017 Salı

ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU (ANAYASA ŞİKAYETİ / ANLAMI, KAPSAMI VE OLASI SORUNLAR) BÖLÜM 1


ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU 
(ANAYASA ŞİKAYETİ / ANLAMI, KAPSAMI VE OLASI SORUNLAR) BÖLÜM 1

PANEL 
Ankara, Nisan 2011 
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ 
Türkiye Barolar Birliği Yayınları : 201 

TBB İnsan Hakları Merkezi Yayını : 13 
Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru 



ISBN: 978-605-5614-91-1 


© Türkiye Barolar Birliği 

Birinci Baskı: Ekim 2011, Ankara 
Türkiye Barolar Birliği 
Oğuzlar Mah. Barış Manço Cad. 
Av. Özdemir Özok Sokağı No: 8 
06520 Balgat – ANKARA 

Tel: (312) 292 59 00 (pbx) 
Faks: 312 286 55 65 
www.barobirlik.org.tr 
yayin@barobilik.org.tr 

Baskı 
Şen Matbaa 
Özveren Sokağı 25/B 
Demirtepe-Ankara 
(0312. 229 64 54 - 230 54 50) 



TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU 
(ANAYASA ŞİKAYETİ / ANLAMI, KAPSAMI VE OLASI SORUNLAR) 

TBB önceki başkanlarından rahmetli Av. Özdemir Özok anısına... 

İÇİNDEKİLER 
AÇILIŞ KONUŞMASI 

Av. Vedat Ahsen COŞAR 
Türkiye Barolar Birliği Başkanı....................................................... 10 

I. OTURUM 

Prof. Dr. Rona AYBAY 
TBB İnsan Hakları Merkezi Başkanı............................................... 13 
Prof. Dr. Fazıl SAĞLAM 
Anayasa Mahkemesi Onursal Üyesi.............................................. 20 
Doç. Dr. Ece GÖZTEPE 
Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi................. 32 
Doç. Dr. Selin ESEN 
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi... 66 
Tartışma.............................................................................................. 55 



II. OTURUM 

Av. Ahmet GÜREL 
TBB Yönetim Kurulu Üyesi............................................................. 66 

Doç. Dr. İbrahim Şahbaz 
Yargıtay 4. Ceza Dairesi Üyesi........................................................ 71 

Dr. Tacettin ŞİMŞEK 
Danıştay 8. Daire Üyesi.................................................................... 129 

Dr. Alparslan ALTAN 
Anayasa Mahkemesi Üyesi............................................................. 142 

Tartışma.............................................................................................. 152 

Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Paneli 
AÇILIŞ KONUŞMALARI  

Sunucu - Türkiye Barolar Birliği Sayın Başkanı, Yüksek Mahkemelerimizin değerli üyeleri, değerli hukukçular, değerli konuklar; Türkiye Barolar Birliği önceki 
Başkanı Avukat Sayın Özdemir Özok’u anma etkinlikleri dolayısıyla Türkiye Barolar Birliğinin düzenlemiş olduğu “Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru” konulu panelimize hoş geldiniz. 

Değerli konuklar, sevgili meslektaşlarımız, sizleri kaybının 1. Yılında değerli Başkanımız Özdemir Özok ve yitirdiğimiz tüm Başkanlarımızın manevi huzurunda bir dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum. 

(Saygı Duruşu yapıldı) 

Değerli konuklar, programımıza katılamadıkları için telgraf gönderenleri takdim etmek istiyorum: Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Haşim Kılıç, Devlet Bakanı 
ve Başbakan Yardımcısı Sayın Cemil Çiçek, Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ertuğrul Günay, Milli Eğitim Bakanı Sayın Nimet Çubukçu, Devlet Bakanı 
Sayın Faruk Nazif Özak, Konya Milletvekili Anayasa Komisyonu Üyesi Sayın Ayşe Türkmenoğlu, Yozgat Milletvekili AK Parti Grup Başkan Vekili Sayın Bekir Bozdağ, Adıyaman Milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi İdari Amiri Sayın Fehmi Hüsrev Kutlu, Düzce Milletvekili Sayın Metin Kaşıkoğlu, İstanbul Milletvekili Sayın Gülden Akşit, Kahramanmaraş Milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili Sayın Nevzat Pakdil, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Sayın Rıfat Hisarcıklıoğlu, Türk-İş Genel Başkanı Sayın Mustafa Kumlu, Nallıhan Belediye Başkanı Sayın Ahmet Adnan Okur, Antalya Barosundan Sayın Av. Gürkut Acar. Şimdi de açılış konuşmalarını yapmak üzere Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sayın Av. Vedat Ahsen Coşar’ı kürsüye davet ediyorum. 

Av. Vedat Ahsen COŞAR (Türkiye Barolar Birliği Başkanı)- Sevgili Meslektaşlarım, Değerli Konuklar, Değerli Başkanımız Özdemir Özok’un anısına düzenlediğimiz etkinliğimize hoş geldiniz. Sizleri, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu adına, kendi adıma sevgi ve saygı ile selamlıyorum. 

Değerli Konuklar, 14. Yüzyılın sonlarına doğru Batı’da ortaya çıkan ‘İbret Oyunları’nın en çok ilgi gören ve bilineni ‘Everyman’dir. İngilizce olan ‘everyman’ sözcüğünün Türkçe karşılığı ‘herhangi bir insan veya sıradan insan’dır. 

16. Yüzyıla kadar halkın büyük bir beğeniyle izlediği bu oyunlardan birisinde, everyman ölüm meleği tarafından ziyaret edilir. Dünyadaki konukluğunun sona 
ermekte olduğunu anlayan everyman’in ölümünün ertelenmesi veya biraz daha geciktirilmesi yönünde yaptığı talepler ölüm meleği tarafından reddedilir. 
Ölüm zamanının geldiğini anlayan everyman, ölüm meleğinden son yolculuğu için yanına bir refakatçi almasına izin vermesini rica eder. 
Ölüm meleği bu isteği ‘eğer birisini bulabilirsen olur tabii’ diyerek kabul eder. Bunun üzerine everyman kendisine son yolculuğunda refakat edecek birisini 
aramaya başlar, ama hiç kimseyi bulamaz. Sonunda, everyman’e son yolculuğunda sadece yaşamı boyunca yaptığı iyi işler eşlik eder. 

Değerli Konuklar, 

Bu dünyadan giderken yanınızda hiçbir şey götüremezsiniz; sadece verdiklerinizi götürebilirsiniz. Başkalarına verdiklerinizin, yani yaptığınız iyi işlerin, iyi hizmetlerin, bunların başkaları üzerindeki etkilerinin sizin dışınızda da varlığını sürdürdüğünün farkında olmanız, son yolculuğun acısını ve yalnızlığını hafifletir. 

VEDAT AHSEN COŞAR’IN KONUŞMASI 

Açılış Konuşmaları 

Geçen sene bugün yitirdiğimiz ağabeyimiz, meslektaşımız, üstadımız, başkanımız Özdemir Özok’a da, ölüme giden yolculuğunda; meslektaş olarak, ağabey olarak, dost ve arkadaş olarak, eş olarak, baba ve evlat olarak, Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı olarak yaptığı iyi işler, büyük ve unutulmaz hizmetler eşlik etmiştir. 

İnanıyorum ki, sevgili Özdemir Ağabey’e son yolculuğunda eşlik eden bizlere verdikleri, bıraktıkları, yani yaptığı iyi işler, iyi hizmetler, bunların bizler üzerindeki olumlu ve güzel etkileri, O’nun son yolculuğunun acısını ve yalnızlığını hafifletmiştir. 

Değerli Konuklar, ‘Adaletli olmak, akıllı olmak, cesur olmak’ insanın sahip olması gereken temel erdemlerdir. İnsanın sahip olması gereken bu erdemlere 
Aristoteles bir erdem daha ekliyor: ‘doğru ölçüyü korumak.’ 

Doğru ölçü, fazla ile eksik arasındaki genel geçer ortayı koruyan ölçüdür. Doğru ölçü, dürüst olma, samimi olma, neşeli olma, adil olma, vicdan sahibi olma, 
dost olma gibi erdemlerin bileşkesidir ve kaçınılması gereken iki aşırı uç arasındaki orta noktayı oluşturur. 

Orta nokta, dünyevi arzuların bastırılmasını ya da yok edilmesini talep eden değil, aksine bunların erişilebilir kılınmalarını, bunların özünde var olan enerjinin 
sağduyulu biçimde kullanımlarını ifade eden noktadır. 

Sevgili Özdemir Özok adil, akıllı ve cesur olma erdemlerinin yanı sıra doğru ölçüyü her zaman, her işinde, her ilişkisinde koruyan bir insandı. 
Bütün bunları bunun için anlattım. 
Değerli Konuklar,‘Yaşam’ diyor Çetin Altan, ‘sadece yaşandığı kadar vardır, gerisi ya hafızalardaki hatıralar, ya da hayallerdeki umutlardır. Hüsranı ise bir tek 
yerde tanıyorum, o da yaşanması mümkün olduğu halde gerektiği gibi yaşayamamakta.’ Eğer öyle ise, ki öyledir, Sevgili Özdemir Özok dolu dolu yaşamıştır. 
Dostluklarıyla, başarılı meslek hayatıyla ve başarılı başkanlıklarıyla hüsranı yaşamadan gitmiştir. 

Son bir söz daha: Yaşam, yalnız başına hiç kimsenin asla gerçekleştiremeyeceği bir şeyi yapmak, yaşamınızı başka insanların kalbine dokundurabilmektir. 
Özdemir Özok bunu yapıp gitmiştir aramızdan. Bugün burada olmamızın, O’nu anmamızın nedeni de budur. 

Hepimiz için değerli olan, aziz olan hatırası önünde saygıyla eğiliyor, nur içinde yatmasını, mekanının cennet olmasını diliyor, hepinizi sevgi ve saygıyla 
selamlıyorum. 

Şimdi sevgili Özdemir Ağabeyimiz için hazırlanmış olan bir filmi, hayat hikâyesinin kısa bir filmini hep birlikte izleyeceğiz. Teşekkür eder, saygılar sunarım. 

(Film gösterimi yapıldı) 

Av. Özdemir ÖZOK (Eski ses Kaydı)- Saygıdeğer meslektaşlarım, basınımızın saygın temsilcileri; sizleri saygılarımla selamlıyorum. Değerli meslektaşlarım, 
Türkiye Barolar Birliği Genel Kurullarında sizlere Barolar Birliği Başkanı adayı olarak bu beşinci kez seslenişim, ama sizi temin ederim, hiçbirinde bu kadar 
heyecanlanmadım, hiçbirinde bu kadar duygu yüklü olmadım, hiçbirinde bu kadar kendimi mutlu hissetmedim. Bu görkemli salonda hep hayal ettiğimiz, 
hayal ötesi düşlerimizi süsleyen bu güzel salonda birlikte bu genel kurulu gerçekleştirmenin mutluluğunu, huzurunu yaşıyorum. 

Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Paneli 

I. OTURUM 
Oturum Başkanı 
Prof. Dr. Rona AYBAY 
TBB İnsan Hakları Merkezi Başkanı 


Sunucu- Değerli konuklar, panelimizin ilk Oturum Başkanlığını yapmak üzere Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Başkanı Sayın Prof. Dr. Rona Aybay’ı davet ediyorum. 

Diğer konuşmacılarımızı da davet etmek istiyorum. Anayasa Mahkemesi emekli üyesi Sayın Prof. Dr. Fazıl Sağlam, Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa 
Hukuku Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Ece Göztepe, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Anayasa Hukuku Öğretim Üyesi Sayın Doç. Dr. Selin Esen. 

Prof. Dr. Rona AYBAY (Oturum Başkanı)- Sevgili önceki Başkanımız Özdemir Özok’un anılarıyla yüklü olarak konuşmak beni biraz zorluyor. Eğer arada sesim 
titrerse mazur görmenizi rica ederim. 

Şimdi izninizle önce bu Oturumun Başkanı sıfatıyla değil de, Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi sıfatıyla birkaç söz söylemek isterim. Başkanlık etmek onurunu taşıdığım İnsan Hakları Merkezimiz, Türkiye Barolar Birliğine Avukatlık Kanunuyla verilmiş bir görevin gereği olarak oluşturulmuştur. 
Avukatlık Kanununun 110’uncu maddesine göre Türkiye Barolar Birliği hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmak ve korumak, bu kavramlara işlerlik 
kazandırmakla da görevlidir başka görevlerinin yanı sıra. 

İşte merkezimiz, Barolar Birliğinin bu görevini yerine getirmesine katkıda bulunmak üzere Birlik Başkanının ve birlik yönetiminin bir danışma organı olarak işlev görmektedir. Merkezimiz bu işlevini başkanın yanı sıra Yürütme Kurulu ve Bilim Danışma Kurulu olmak üzere iki kurul halinde çalışarak yerine getirmeye 
çalışmaktadır. Bugün bir kez daha sevgiyle, saygıyla andığımız Başkanımız Özdemir Özok, merkezimizin çalışmalarıyla her zaman yakından ilgilenmiş, bizleri çalışmalarımızda hep desteklemiştir. Kendisini anmak için birçok vesileden bir tanesi olarak bunu da zikrediyorum. 

Şimdiki Başkanımız Sayın Av. Ahsen Coşar da, Özdemir Özok’la başlayan geleneği aynen sürdürmektedir, çalışmalarımızla yakından ilgilenmekte, bizleri teşvik etmektedir. Kendisine de ve Türkiye Barolar Birliği Yönetimine de şükranlarımı sunmak benim için zevkli bir görev bulunmaktadır. 

Sayın meslektaşlar, değerli konuklar; bugün Anayasa şikâyeti konusunda uzmanlaşmış akademisyenler ve seçkin yüksek mahkeme yargıçlarımızın bildiri sunarak katılacakları bir toplantıyı yapıyoruz. 
Değerli konuşmacılara katılımlarından dolayı teşekkürlerimi sunuyorum. Bu tür toplantılar düzenlemek merkezimizin başta gelen görevlerindendir. Merkezimiz Türk hukuk yaşamında yenilik getiren ya da tartışma yaratan çalışmalara her zaman öncelik vermiştir. 

Türk hukuk uygulamasında çok yakınmalara yol açan tutuklamalar konusunda örneğin, yakın geçmişte yayınladığımız tutuklama raporu büyük ilgi görmüş ve 
kısa zamanda ikinci bir baskısını yapmak bizim için zevkli bir görev olmuştur. 

Cumhuriyet savcılarının yetkileri ve görevleriyle ilgili konular, Türk hukuk uygulamasının güncel tartışma konuları arasındadır. 
Merkezimiz bu tartışmaların önemini dikkate alarak 2006 yılında “Bir Adli Organ Olarak Savcılık” konulu uluslararası bir toplantı düzenlemiş ve sonrasında da 
bu toplantının bildirilerini ve tartışmalarını bir kitap halinde yayınlamıştır. 
Bu kitapta adil yargılama hakkı ve silahların eşitliği bağlamında savcılık ve savunma konusu çeşitli Avrupa devletlerindeki uygulamalar açısından 
değerlendirilmiştir. Bu kitabın günümüz açısından da değerli bilgiler içerdiğini, güncel bilgiler içerdiğini zannediyoruz. 

Merkezimizin yaptığı bütün toplantıları ve yayınları sayarak vaktinizi almak istemiyorum, ama en son iki yayınımızı dikkatlerinize sunmama müsaade ediniz. 
Bunların birincisi geçtiğimiz ay yayınlanan “Özel Yetkili Mahkemeler” kitabıdır, diğeri de daha dün elimize ulaşan “İletişim Özgürlüğüne Müdahale” 
kitabıdır. Siz seçkin konuklar, dinleyiciler önünde bu konuların ne denli güncel olduğunu belirtmeme zannediyorum gerek yok. 

Değerli meslektaşlar, sayın konuklar biraz sonra başlayacak olan toplantımız da merkezimizin Türkiye’nin güncel ve öncelikli hukuk sorunlarıyla ilgili etkinliklerinin yeni bir örneğini oluşturmaktadır. Geçmişte Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin ve Türkiye Barolar Birliğinin 2001 yılında hazırlanan Anayasa önerilerinde, Anayasa şikâyeti ya da Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru kavramına yer verildiğini görmüştük. Ancak bu konudaki ilk ve ayrıntılı ve gerekçeleriyle birlikte hazırlanmış düzenleme, Türkiye Barolar Birliği yönetiminin isteği üzerine İnsan Hakları Merkezimizce 2007 yılında hazırlanan Anayasa önerisinde bulunmaktadır. 
Anayasa şikâyeti konusu Türkiye’de ilk kez gerekçeleriyle birlikte bir Anayasa maddesi halinde 2007 yılında bizim hazırladığımız Anayasa önerisinde yer almıştır. 

Bugün pozitif hukukumuza girmiş olan düzenleme bizim 2007 yılındaki önerilerimizden esinlenmiş gibi görünmektedir, en azından böyle öğeler içerdiğini söyleyebiliriz. Ancak bazı noktalarda önemli anlayış ve yaklaşım farkları da gözden kaçırılmamalıdır. Bizim 2007 önerimizin Anayasa şikâyeti konusuna ilişkin maddesinin ve gerekçesinin oluşturulmasında başlıca rolü oynayan iki arkadaşımız Prof. Dr. Fazıl Sağlam ve Doç. Dr. Ece Göztepe bugünkü konuşmacılarımız arasındadır. 
Onların bu konudaki değerlendirmelerini dinlemek herhalde hepimiz için yararlı olacaktır diye düşünüyorum. O zaman aramızda olmayan Doç. Dr. Selin Esen de, bugün bize 
-İspanya’dan en azından bazılarımız, ben de onlardan biriyim-hukuk yönüyle fazla yakından bilinmeyen bir ülkeden, İspanya’dan bize Anayasa şikâyeti konusunda bilgiler verecektir. 
İspanya deyince aklımıza futbol ve boğa güreşi gelir genellikle, fakat İspanya’nın bu yönü de herhalde en az diğerleri kadar önemlidir. 

Sayın dinleyiciler, değerli meslektaşlar; “Anayasa şikâyeti” adı verilen kurumla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan bireysel başvurular arasında 
kaçınılmaz bir ilişki kurulmaktadır, bu işin tabiatında var olan bir ilişki. Bu konuyla ilgili açıklamalarda Anayasa şikâyeti usulünü kabul etmiş ülkelerin 
aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların sayısında önemli azalmalar olduğu her zaman vurgulanır. 

Bu konuda verilmiş istatistiklerin doğruluğundan kuşku duymaya yer yok herhalde? Çünkü bunlar ciddi kaynaklara dayanmaktadır. Ancak Anayasa şikâyetinin bu yönünü, yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların sayısını azaltma yönünü fazla öne çıkarmanın bazı sakıncaları da olduğu gözden kaçırılmamalıdır. 

Anayasa şikâyetinin amacının insanlara Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuru yolunda engeller çıkararak, başvuru sayısını azaltmak olduğunu düşünmek herhalde çok yanlıştır, bu yanlışa düşülmekten dikkatle kaçınmak gerekir. Çünkü asıl amaç başvuru sayısını azaltmak değil, ihlal sayısını azaltmaktır. 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Türkiye aleyhine yapılan bireysel başvuruların sayı bakımından bu mahkemenin ön sıralarında yer aldığı bilinen bir gerçek. 
Bu başvurular sadece sayı olarak değil, konuların niteliği bakımından da pek parlak bir tablo çizmemektedir doğrusu. Türkiye aleyhine yapılan başvuruların 
sayıca fazlalığı, Avrupa Konseyi üyesi devletlerarasında bizim nüfusumuzun görece birçoklarından fazla olmasıyla izah edilecek noktanın çok ötesine 
geçmiş görünmektedir. 

Kişisel kanıma göre bu durum, yargı sistemimizin çok ciddi sorunları olduğunun açık bir göstergesidir. Kısacası ortada acı bir gerçek vardır arkadaşlar. 
Halkımız Türkiye’de bulamadığı adaleti Strasbourg’da arar hale gelmiştir. Oysa, sağlıklı bir toplum düzeninin varlığı bakımından çok önemli görevler üstlenen 
yargıçların ve yargı organı içinde yer alan öteki görevlilerin, maddi ve manevi esenliklerinin sağlanmasında büyük bir toplumsal yarar vardır. Bu görevlerde 
bulunan insanların görevlerini huzur içinde yapacakları ortamın hazırlanması devletin önde gelen, en başta gelen ödevleri arasındadır. 

Öte yandan, yargı işlevinin yerine getirilmesinde görev alan kişilerin gerek meslek bilgisi ve deneyimi, gerek erdem açısından örnek düzeyde olmaları da 
toplumun esenliği için son derece önemlidir. 

Sayın konuklar, değerli meslektaşlar; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi sisteminin işleyişinde dikkatlerden kaçırılmaması gereken çok önemli bir özellik olduğunu da belirtmek isterim. Bizzat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başkanlarının yaptıkları resmi konuşmalarda ısrarla ve açıkça belirttikleri bir özellik vardır, o da şudur. 
İnsan hakları konusundaki uluslararası denetim ancak ikincil, yani tamamlayıcı, eski deyimle tali nitelik taşır. Asıl olan her üye devlette düzgün ve etkili 
biçimde işleyen bir yargı sisteminin varlığıdır. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruların azalmasının en sağlam yolu, yargı sisteminin düzgün, bağımsız ve tarafsız biçimde işlemesi ve en az bunun 
kadar önemli halkta da bunun böyle olduğu konusunda bir inancın yerleşmesidir. Ben açış konuşmasının sınırlarını aşmamak için sözlerimi burada kesiyorum, 
hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum ve sözü şimdi çok değerli konuşmacılarımıza bırakmak istiyorum, teşekkür ederim. 

Evet değerli konuşmacılarımız kendi aralarında anlaşmışlar, galiba bu oturuş sırasına göre gidilecekmiş. Evet o zaman ilk sözü çok değerli meslektaşım ve 
sevgili kardeşim Anayasa Hukuku Profesörü ve Anayasa Mahkememizin önceki üyelerinden Sayın Prof. Dr. Fazıl Sağlam’a bırakıyorum, buyurun Sayın Fazıl Sağlam. 

Prof. Dr. Fazıl SAĞLAM 
Anayasa Mahkemesi Onursal Üyesi 

Teşekkür ederim Sayın Başkan. Konuşmama başlamadan önce Özdemir Özok’u saygıyla anmak istiyorum. Özdemir Özok Türkiye Barolar Birliğinin 
kurumsallaşmasında en önemli rolü oynayan, en büyük katkıları olan başkanlardan biridir ve şu anda içinde bulunduğumuz bina ve kompleksi bunun 
herhalde en somut bir kanıtı olsa gerek, ışık içinde yatsın1. 


2 Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..,

***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder