12 Şubat 2019 Salı

Heybeliada Ruhban Okulu Paneli, BÖLÜM 2

Heybeliada Ruhban Okulu Paneli, BÖLÜM 2


Ruhban Okulu’na karşılık Batı Trakya.,

ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye ziyaretiyle yeniden gündeme gelen Heybeliada Ruhban Okulu konusunda garip bir pazarlık ortaya çıktı. Ankara ile Atina arasında bir süredir ‘okulun açılmasına karşılık, Batı Trakya Türk azınlığının durumunun iyileştirilmesi’ pazarlığının yürütülmekte olduğu öğrenildi.

Bahadır Selim Dilek

Cumhuriyet– Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılıp açılmaması tartışması yapılırken, Atina ile Ankara arasında çok ilginç bir pazarlık yapıldığı ortaya çıktı. Ruhban Okulu’nun açılmasına karşılık Batı Trakya Türk azınlığının durumunun iyileştirilmesi yönünde hükümetin ilk resmi önerisini, 2003 yılında Avrupa Konseyi toplantısı için Atina’ya giden dönemin Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik getirdi. Çelik, Yunan Milli Eğitim ve Diyanet İşleri Bakanı Petros Eftimiu ile bir görüşme yaptı. Ancak “yükümlülük altına girmek istemeyen” Atina, AKP’nin önerisini reddederek çözüm için AB’yi adres olarak gösterdi.

Babacan’la Bakoyanni görüştü

     Ruhban Okulu sorunu daha sonra hem ikili temaslarda hem de AB içinde ele alınmaya başlarken, Ankara, okulun İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne 
ya da ortaöğrenim düzeyinde olacaksa da Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlanması formülünü geliştirdi ve “Doğrudan izin verilmesi söz konusu olamaz. 
Anayasaya aykırılık söz konusu” görüşünü iletti. Bir süre sonra Türkiye ile Yunanistan arasında bu konuda sessiz sedasız görüşmeler başlatıldı. 
Anayasanın yükseköğrenimi düzenleyen 130. maddesi ve ortaöğretime “devletin gözetimi ve denetimi” koşulunu getiren 42. maddeleri uyarınca, 
Heybeliada Ruhban Okulu’nun, YÖK ya da Milli Eğitim Bakanlığı dışında faaliyet göstermesi söz konusu olamıyor.

Lozan Antlaşması’nın 40. maddesi uyarınca halen, 22 Ermeni, 22 Rum, 3 Musevi okulu olmak üzere 47 azınlık okulu Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı olarak faaliyet gösteriyor. Heybeliada Ruhban Okulu’nun, Yunanistan’ın istediği biçimiyle açılması için anayasanın değiştirilmesi gerekiyor. 
Türkiye, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasına karşılık, Atina yönetiminin Batı Trakya’daki Türk azınlığın etnik kökenini tanımasını, Türk vakıflarının 
yönetiminde seçilmiş Türk azınlığın temsilcilerinin bulunması, müftülerin Türk azınlık tarafından seçilmelerini, Batı Trakya’daki okullarda okutulan 
kitapların güncelleştirilmesini istedi. Bu çerçevede iki ülke arasında bir dizi formül üzerinde çalışılmaya başlandı. Konu, İstanbul’da bir araya gelen 
Dışişleri Bakanı Ali Babacan ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni görüşmesinde de ele alındı. Konuyla ilgili bilgi veren kaynaklar, Obama’nın 
Heybeliada Ruhban Okulu’na ilişkin verdiği mesajların ardından Türkiye ile Yunanistan arasındaki bu sürecin hızlanmasının beklendiğini dile getirdiler.

https://www.turkishnews.com/tr/content/2009/04/11/ruhban-okuluna-karsilik-bati-trakya/

***

“Ruhban Okulu’nun açılması anayasaya aykırı”



Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasının anayasaya aykırı olduğunu savundu. 
Koncuk, Ruhban Okulu’nun açılması nedeniyle gelecek yıllarda doğabilecek olumsuzlukların ve tehlikelerin tüm ayrıntılarıyla hesaplanması 
gerektiğini belirtti.

Ankara– Türk Eğitim Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaptığı yazılı açıklamada, hükümet yetkililerinin Ruhban Okulunun açılmasına ilişkin açıklamalarda bulunduğunu, okulun açılması için formüller arandığını belirtti.

Ruhban Okulunun açılmasının, AB ve ABD’nin Türkiye’ye dayatması olduğunu ileri süren Koncuk, şu görüşleri savundu:

”Heybeliada Ruhban Okulunun açılması anayasaya aykırıdır. Çünkü anayasanın 24. maddesinde ‘Din ve ahlak eğitim ve öğretimi devletin gözetim ve 
denetimi altında yapılır’ denilmektedir. Bu noktada mevcut yasalar Heybeliada Ruhban Okulunun Türkiye’deki bir ihaliyat fakültesine bağlı olmadan 
açılmasına imkan tanımamaktadır. Ayrıca anayasa, laik bir devlet olan ülkemizde dini eğitimin devlet eliyle yapıldığına vurgu yaptığından bu okulun bağımsız olarak açılması laikliğe de aykırıdır.
Buna rağmen Türkiye’den talep edilen Ruhban Okulunun özerk üniversite statüsünde olmasıdır. Peki Patrikhane, okulun bağımsız olarak açılmasında 
niçin ısrar etmektedir? Bu noktada okulun din adamı yetiştirmekten farklı amaçları olabileceği akla gelmektedir. Çünkü amaç sadece din adamı yetiştirmekse bunun ekümeniklik talebiyle ve Patrikhanenin özerkleştirilmesiyle bir ilgisi yoksa o halde okulun bağımsız olarak açılmasında ısrar edilmesinin de bir anlamı yoktur.”

Heybeliada Ruhban Okulu açıldığı takdirde yurtdışından öğretmen ve öğrencilerin de Türkiye’ye gelmesinin söz konusu olacağına işaret eden Koncuk, 
”Geçmişte casusluk faaliyetleri dolayısıyla okula öğrenci alımının yasaklandığı düşünüldüğünde önümüzdeki yıllarda bunun yeniden gerçekleşmemesi için hiçbir neden yoktur” dedi.

Batı Trakya’daki Türkler’in durumuna da değinen Koncuk, oradaki Türk azınlık için de Heybeliada Ruhban Okulu statüsünde benzer bir okulun kurulmasına izin verilip verilmeyeceğini sordu.

”Ruhban Okulu’nun açılması nedeniyle gelecek yıllarda doğabilecek olumsuzlukların ve tehlikelerin tüm ayrıntılarıyla hesaplanması gerektiğini” kaydeden Koncuk, ”hükümeti bu konuda sorumlu davranmaya çağırdıklarını” ifade etti.


https://www.turkishnews.com/tr/content/2009/06/30/ruhban-okulunun-acilmasi-anayasaya-aykiri/


***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder