24 Şubat 2019 Pazar

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 16

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 16


Başka bir şey, bu çok gülünç bir şey efendim. Türkiye'de herkesin bilmesinde fayda var bunu. Bir Antalya olayı var efendim. Bunu hepinizin tek tek görmesinde fayda gördüğüm bir şey. Burada vali kendi kendisine yazı yazıyor efendim, Ankara Valisi. 

"Valilik Makamına Ankara; Yahya Gür, Vali." 
Şöyle yazıyor burada: "Aşağıdaki görevliler Emin Ceylan, Jandarma Başçavuşu; 
Caner Ancı, Uzman Jandarma Kıdemli Çavuş." Bunlar ne yapacakmış; bunlar Konya, Afyon, Denizli, Antalya, Mersin, Hatay İllerinde bir görev ifa edeceklermiş. Bir arabayla gideceklermiş... 
BAŞKAN - Görev belli mi, ne görevi? 
SABRI UZUN - Çete oluşturmak suretiyle nitelikli dolandırıcılık ve emniyeti 
suistimal suçunu işleyen -şahıs ismi yok- bazı şahıslan takip edeceklermiş. İşte, GSM telefonlarının detay görüşmeleri çıkarılacak filan diye bir ayrıntı. 
Olay şöyle oluyor: Bu iki kişi Antalya il merkezinde -bunu da vereyim ben size, 
burada ifadesi var- bir hanımın yanından bir beyi kaçırıyorlar. Kırmızı ışıkta Antalya polis mıntıkasında, şehir içinde kaçırıyorlar. Kadının ismi de Tülay Özbey. Kadm gidiyor polise müracaat ediyor, işte benim eşim, sevgilim, neyse, filanca kırmızı ışıkta kaçırıldı, ben burada kaldım, bana yardım edin diyor. Polis de bu kaçıran aracın plakasını anons ediyor, sonra bunlar Serik İlçesinde yakalanıyorlar. Diyorlar ki, biz görevliyiz. Görev kâğıdınızı çıkarın bakalım, siz kimsiniz, nereden gelip nereye gidiyorsunuz; diyorlar ki, görev kâğıdı yanımızda 
yok, Ankara'dan getirtelim. Ankara'dan istenince bu görev yazısı, alelacele hazırlanınca valiye kendi kendisine yazı yazdıran bir belge haline geliyor. Yani, bu hanımı da çağırıp ifadesini alabilirsiniz veya başkası alabilir. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Verdiğim örnekler de ülke genelinde polis istihbaratı ve jandarma istihbaratı ve MTT arasında yetki kargaşası yaşandığına dair... 
SABRI UZUN - İstihbarat değil bu, bunun istihbaratla ilişkisi yok. Bakın, bir şey 
söyleyeyim size bir yanlış anlamayı önlemek için. Bir, istihbaratın asla ve asla yakalama yetkisi yoktur. İki, yakalamayı yapacak olan özel harekât birimidir. Özel harekât birimi yakalama yaparken ben olaya sadece müşahit olarak bakarım, hiç müdahale edemem, olay onun uzmanlığıdır ve olay yeri incelemeyi de, Olay Yeri İnceleme ve Bombalama Ekibi yapar. O zaman, özel harekât da karışamaz ona. Üçüncü aşaması da, adlî aşamadır. O zaman, özel harekât da istihbarat da hiç karışamaz, yine onlara biz müşahit olarak katılırız. Onun için, 
şu yapılan iş bir istihbarat işi değil, benim konuma da hiç girmiyor bu iş. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Şimdi, şunu söyleyebilir miyiz; polis istihbaratı ile 
jandarma istihbaratı ve MİT arasında yetki kargaşası yaşanıyor mu? 
SABRI UZUN - Asla ben böyle bir şey yaşamıyorum. Hiç böyle bir yaşamam yok, hissetmiyorum bile böyle bir şey. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Ama, Şemdinli'deki olay?.. 
SABRI UZUN - Şemdinli'deki olay istihbarat olayı değil. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Nereye oturtacağız? 
SABRI UZUN - Onu o işin faili olan kişiler oturtacaklar, onun yaptığı işi ben bir yere oturtamam. Bir şey söyledim, bakın, şimdi, burada Veysel diye birisi geçiyor. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Veysel Ateş. 
SABRI UZUN - Benim istihbarat birimlerinde bir tane Veysel bulamazsınız. Bunlar pratik işlerin adamlarıdır, dağda tetik çekmekten gelen adamdır, istihbaratçılık akıl işidir, böyle tetik işi değildir. Olmaz bende, yok böyle bir şey. Kaldı ki, eğer buraya operasyonel amaçlı gidiliyorsa bu ilden özel harekât alınır, bu işin uzmanı olan istihbarat personeli de bulunur, terörün sorgu personeli de bulunur, madem birisi yakalamaya gidiliyorsa öyle gidilir. 

Ben onun adım koyamam şimdi. 

MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Hakkâri bölgesinde jandarma birimleriyle 
müştereken istihbarat ve operasyonel çalışma yapıyor musunuz? 
SABRI UZUN - Şimdi, biraz önce söylediğim gibi, istihbarat çalışma ülke genelinde benim görevimdir, müşterektir diye asla ve asla hiçbir şey olamaz; çünkü, biraz önce söyledim, onların mülki ve idari göreviyle ilgili önleyici görevleri var, istihbarat görevleri yok. Şunu özellikle açmak istiyorum: İstihbarat görevi bir siyasî polis görevidir. Siyasî polis görevi siyasî polis tarafından verilir. Polisin adlî, idarî ve siyasî görevi vardır. Jandarmanın adli, idarî görevi yardır, ama, siyasî görevi yoktur. Olmayan görevi paylaşmak diye bir şey olamaz. Merhum İnönü'nün bir sözü var efendim. İnönü 1938 senesinde diyor ki: "inkılabın ve rejimin uyanık muhafızı yalnız ve ancak polis olabilir." Yani, rejim koruması siyasî polislik görevini başka bir makamın almasını kabul etmiyor. Bu, bir siyaset adamı, aynı zamanda bir asker kişi. 
Aynca, bir şey daha var; zaten yasa benim görevlerimi ayrıştırmış, biz kendi 
kendimize görev birleştirip görev çatışması yaratacağız, böyle bir şey olamaz, yok böyle bir şey. Aynca, 1947 senesinde çıkarılmış bir kanun var. Bu tür adlî ve idarî görevlilerin çatışmasını önlemek için çıkarılmış bir kanun. Müsaade ederseniz okuyayım efendim, çok kısa bir kanun: 11.6.1947 senesinde çıkarılmış. 1 inci madde: "İçişleri merkez kuruluşu 2 müsteşar ve 2 müsteşar yardımcısı ile aşağıdaki yazılı dairelerden oluşur." 2 nci maddede de: 
"Müsteşarlardan biri Emniyet Genel Müdürlüğü ile Jandarma Genel Komutanlığı işleri dışında bulunan bütün bakanlık işleriyle, diğeri de Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı işlerini Bakanlar adına direktif dairesine Bakan adına idare edebilir ve bu işlerin sorumlu amir ve denetçileridir" diyor. Bu kanun 1947'de çıkarılmış; ama, uygulanamamış bu tür adli görevlerdeki çelişkiyi önlemek için. Ancak, merhum Özal zamanında 1987 yılında Polis Vazife ve Salahiyet Kanunundaki bu değişiklik yapılmak suretiyle polise ülke genelinde istihbarat görevi verilmek suretiyle siyasî polis görevi ülke 
genelinde polisin görevi yapılmıştır. 
Bunda da hiçbir tartışma yoktur. 
Keza, son 23 Temmuzda çıkarılan yasa da bu doğrultudadır. 

MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Ülke genelinde Şemdinli olaylarında olduğu gibi bazı devlet görevlilerinin karıştığı ve kaos oluşturabilecek faaliyetlere ilişkin dairenize bilgiler intikal ediyor mu? 

SABRİ UZUN - Efendim, intikal ederse Bakana ve Başbakana, Genel Müdürlük 
makamına bunlar sunulur, bu konuda da bizim iletişim... 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Yetkili makamlara bunu... 
SABRİ UZUN - Hiçbir sorunumuz yok bu konuda. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - İntikal eden bilgiler hakkında bize bilgi verir 
misiniz?
SABRİ UZUN - Olay Şemdinli'den çıkıyor başka bir boyuta gidiyor, bu, iyi olmaz 
efendim." Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkam Sabri UZUN'un. 
Komisyonumuza bilgi verirken sunduğu belgelerin değerlendirilmesi: 
İzmir b Jandarma Komutanlığının 07.01.2006 tarih ve 1874 sayılı Valilik Makamına hitaben yazılan onay yazısında; İzmir İl J.KJığı İstihbarat Şube Müdürlüğünde görevli ekli listede isimleri yazılı bulunan personelin belirtilen araçlarla, İzmir İl sınırları dahilinde polis ve jandarma sorumluluk bölgelerinde uygulama yapılacak bölgede bulunan polis birimlerine bilgi vermek suretiyle istihbarı çalışma ve operasyon yapabilmesi için toplu olay verilmesini teklif edildiği, İzmir Valisince de bu teklife 16.01.2006 tarihinde onay verildiği, 
İl Jandarma Komutanlığının 18.01.2006 tarih ve 3835 sayılı yazısı ile de İzmir 
Emniyet Müdürlüğü'ne anılan Valilik onay yazısı ile birlikte personel isim listesi ve araç listesinin de gönderildiği, Vali Oğuz Kaan KOKSAL imzalı İzmir Valiliği'nin 25.01.2006 tarih ve 42 sayılı ve İl Emniyet Müdürlüğü ile İl Jandarma Komutanlığına dağıtımı yapılan yazı da ise; 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu'nunlO. maddesi ile aynı Kanun'un uygulama Yönetmeliğinin 23. maddesinde; polis ve jandarma birimlerinin görev ve sorumluluk alanları 
ile birbirlerinin görev ve sorumluluk alanlarına hangi şartlarda ve ne şekilde girecekleri ve bu görev süresinin açıkça belirtildiği, talep edilen onayın polis sorumluluk bölgesinde istihbarat faaliyeti yanında operasyonel faaliyeti de kapsadığı, süresiz istenilen bu yetkinin, jandarma teşkilatının polis sorumluluk bölgesinde sorumlu kolluk amirine görevin mahiyet ve süresinin belirtilmesi ve her olay için mülki idare amirinden müşterek çalışma için izin isteme 
zorunluluğunu ortadan kaldırabilecek ve emniyet teşkilatı mensuplarının da aynı şekilde görev anlayışı geliştirmesinin Önünü açabileceği, bu durumun her iki kurum arasında gereksiz rekabet ortamının doğmasına ve kurumlar arasındaki ikili ilişkiler ile koordinasyonun yıpranmasına sebebiyet verebileceği değerlendirerek, 16.01.2006 tarihli toplu onayın iptal edilerek iade edilmesini, çalışmaların daha önceden olduğu gibi İçişleri Bakanlığının 13.01.2005 tarihli "Kolluk Birimleri Arasında İşbirliği ve Koordinasyon" konulu emir yazılan doğrultusunda yürütülmesinin istendiği, Bu yazıya ekli bilgi notunda; Ülke seviyesinde istihbarat yapma yetkisinin Polis ve Selahiyet Kanunu Ek 7.maddesine göre sadece polise verildiği, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı 
Kanunu madde 8 ve 9'da yapılan düzenlemeler ile Polisin, adli, idari ve siyasi polis olarak üçe ayrıldığı, istihbarat polisliğinin siyasi polis görevinden olduğu, 2803 sayılı Kanun 'da Jandarmanın mülki görevleri içinde suç önleme görevi verildiği, bu görevlerle ilgili aynı Kanun 'un Ek-5. maddesinde yapılan düzenlemede ise belirtilen görevlerin yerine getirilmesini Jandarmanın sorumluluk alanı ile sınırladığına vurgu yapıldığı incelenmiştir. 
Söke Sulh Ceza Mahkemesi'nin 03.01.2004 gün ve 2004/D.iş sayılı emniyet 
bölgesinde jandarmanın arama karan talebine ilişkin kararında; 2803 sayılı Kanun'un 10. ve anılan Kanun'un uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 23.maddesinden bahisle, arama yapılması talep edilen yerin Söke İlçe Belediye sınırları içinde kaldığı ve buradaki asayiş ve güvenliğin sağlanmasının ve adli işlem ve emirleri yerine getirme görevinin kural olarak Emniyet teşkilatına ait olduğunun açık olduğu, burada arama yapılması ve varsa suç unsurlarının ele geçmesi işleminin yapılması konusunda Emniyet teşkilatının yetersiz 
kaldığını veya kalacağını gösteren emare olmadığı gibi bu konuda Jandarma teşkilatının görev yapması konusunda Mahalli Mülki İdare Amiri tarafindan geçici yetki verildiğine dair bilgi de bulunmadığı, bu nedenle anılan yerde aramanın Emniyet teşkilatı birimlerince yapılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. 
Ankara Valisi Yahya GÜR imzalı Ankara Valiliğinin 09.02.2004 tarih ve 22.18/240 sayılı yazısında; 2803 sayılı Kanun'un 10.ve Yönetmeliğin 23.maddeleri gereğince, ihtiyaç duyulması ve uygun görülmesi halinde İl Jandarma Komutanlığı bünyesinde kurulan özel istihbarat biriminin polis sorumluluk bölgesinde emniyet birimleri ile koordine kurmak suretiyle görevlendirilmesinin Valilik oluru ile yapılabileceği, polis bölgesinde meydana 
gelen toplumsal olaylarda jandarma sorumluluk bölgesinde jandarma tarafından takip edilen örgüt, grup ve şahısların tespitine yönelik yapılacak çalışmalara esas olacak bilgi, görüntü ve fotoğraflann birer suretlerinin koordine kurmak suretiyle talep edilmesi halinde Emniyet Müdürlüğünden temin edilebileceği, Jandarma sorumluluk bölgesindeki olaylar konusunda da Emniyet Müdürlüğünün talep etmesi halinde Jandarma makamları kendindeki bilgi, fotoğraf, bant vs. Emniyet Müdürlüğüne verebileceği belirtilmiştir. 

Ankara Valisi Yahya GÜR adımn açıldığı ancak imzasının bulunmadığı İl Jandarma Komutanbğı'nın Ağustos 2003 tarih ve 1282 sayılı Valilik Makamına hitaplı yazıda; yürütülmekte olan bir soruşturma gereğince, Ankara İl Jandarma Komutanlığı emrinde görevli isimleri yazılı personelin 6 ilde istihbari çalışmalarda bulunmak üzere ilgili C.Savcılığı ve Güvenlik birimleri ile koordine sağlamak üzere görevlendirildiği ifade edilmektedir. 
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkam Sabri UZUN'un, zamanın Ankara Valisi Yahya GÜR'ün adının açıldığı yukarda değinilen imzasız yazıyı Komisyonumuza bir belge olarak sunması erik bulunmamış, bu husus gözlerden kaçmamıştır. 

Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Ayhan FALAKALI: 

"AYHAN FALAKALI - Biz, İstihbarat Daire Başkanlığı olarak, PVSK Ek 7'ye göre, 
bize tanınmış, polise, ülke seviyesinde istihbarat yapma görevi verilmiş ve yetkisi verilmiş. Bu bağlamda, istihbarat yapıyoruz. Terör örgütlerine, organize suç örgütlerine yönelik istihbarat yapıyoruz. Bu elde ettiğimiz istihbarat neticesinde, operasyonel, icracı birimlere, terörle mücadele şubeleri veyahut da kaçakçılıkla ilgili, organize suç örgütleriyle ilgili birtakım bilgiler intikal ettiğinde, bunları o birimlerle paylaşıp operasyonların yapılmasını sağlıyoruz... 
İstihbarat birimleri arasında mutlaka koordinasyon olur; yani, bu konuda sıkıntı 
olmaz; yani, bu konuda endişeniz olmasın, sıkıntı olmaz. Biz çalışmalarımızı koordineli olarak yürütürüz; fakat, şöyle bir olay var, bize PVSK'nın verdiği bir yetki var, ek 7'de verilen bir yetki var. Polis Vazife Salahiyet Kanununun verdiği bir yetki var. Ülke seviyesinde istihbarat toplarız. Eğer jandarma bölgesiyle ilgili bir elde ettiğimiz bilgi olursa, onlarla bu bilgiyi paylaşırız. Orada operasyon yapılması için kendilerinden talepte bulunuruz. 

Beraber gidilir, müştereken kırsalda bir çalışma veyahut da köyde bir çalışma ise, gidilir o bölgede operasyon gerçekleştirilir, sonuçlan alınır. Onun dışında, illerde... Bu geçtiğimiz yıl temmuz ayında Meclisimizden bir kanun çıktı. PVSK eki diye 5397 sayılı bir kanun çıkarıldı. Polisin ve diğer jandarma ve MİT teşkilatının önleyici amaçlarla, terör faaliyetlerini önleme amacıyla iletişimin takibi, izlenmesi, telefon, teknik takip manasında, bu konuyla ilgili bilgilerin elde edilmesi için yetki veren bir kanun çıktı, kanunî düzenleme. Burada, bizim yine ülke genelinde istihbarat yapmamıza daha bir açıklık getirildi. 

Aynı zamanda, teknik takip yapmamıza bir şey getirildi. Fakat, bu kanunun 2 nci maddesinde, şu anda hatırlayabildiğim kadarıyla, jandarmaya, kendi sorumluluk bölgesine mahsus olmak kaydıyla önleyici dinleme yetkisi verildi, kendi sorumluluk sahasına mahsus olmak kaydıyla. Kanunu açıp bakabilirsiniz, 5397 sayılı Kanun, temmuz ayının 23'ünde kanunlaştı. Sayın Cumhurbaşkanımız onayladı. Bu kanunda bu açıkça belirtiliyor. 

BAŞKAN - Peki, PVSK'da veyahut da diğer jandarma görev ve vazifeleri hakkındaki kanunda ya da onunla ilgili yönetmeliklerde açık ve net bir şekilde, emniyetin görev sahası şudur, jandarmanın görev sahası şudur; belki de bu ilçenin şuurları itibariyle veyahut da ne bileyim işte belediyeye dahil olan yerler... 
AYHAN FALAKALI - Belediye teşkilatı bulunan yerlerde, evet. 
BAŞKAN - ...veya onun mahalleleri emniyete aittir, sair yerler, kırsal bölge de 
jandarmaya aittir. Ama, onun dışında şu olabilir mi, şu var mı, onu da en iyi sizin bilmeniz lazım; doğu ve güneydoğuda olan bu terör örgütlerinin faaliyetleriyle de ilgili olarak belediye sahasında olsun veyahut da kırsal alanda olsun, mesela, emniyetin hiç kırsal alana gitmediği diye bir şey oluyor mu gerektiğinde, güce ihtiyaç varsa... 
AYHAN FALAKALI - Gidiyoruz, zaten demin Polis Vazife ve Salahiyetleri 
Kanununun ek 7'inci maddesin şu yazar: Ülke genelinde istihbarat toplar diyor. Ülke geneli demek, polis bölgesi, şehir, ilçe, köy, belde ayırımı yapmamış. 
BAŞKAN - Tamam, aynı şey jandarma için de vardır, emniyet ve jandarma için değil mi? 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Hayır, jandarma için sınırlı. 
AYHAN FALAKALI - Polis teşkilatı için... 
BAŞKAN - Deniliyor bu; peki, jandarma için, asker için... 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Kendisinin görev sahasıdır. 
BAŞKAN - Kırsal alan dışındaki yere gidemez mi diyorsunuz ona, net mi yani; ben mevzuatı öğrenmek istiyorum şimdi. 
AYHAN FALAKALI - Şimdi, ben de, 5397 sayılı son çıkan kanunun verdiği yetkiyi 
arz ediyorum. 5397 sayılı Kanunda, önleyici dinleme yapma, teknik takip yapma, iletişimin takip edilmesi, bütün bu yetkiler jandarma sorumluluk sahasında olmak kaydıyla, şeklinde bir ifade kullanılmış. Dolayısıyla, orada bir sınırlama var, benim kanundan anladığım bu." Şemdinli Üçe Emniyet Müdürü Tacettin ASLAN; 
"AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Peki, jandarmanın sizin bu şehrin içerisinde, 
sizin hemen dibinizde şu şekilde istihbarat yapma yetkisi var mı? 
TACETTİN ASLAN - Şimdi efendim bu konuda ilde tahmin ediyorum şey olması 
lazım, bir protokol olması lazım ilde. İl emniyetle jandarmanın nasıl çalışacağına dair ilde bir protokol olması lazım. Bilmiyorum. 
BAŞKAN - Yok mu sizde o protokol. 
TACETTİN ASLAN - Yani, bizim Şemdinli İlçesinde vardır protokol. 
BAŞKAN - Öyle bir protokol varsa, sizin zaten o protokolü uygulayıcı olduğunuza 
göre ezbere de bilmeniz lazım onu. Yani, aramızda şöyle bir protokol var, bu protokole göre biz şöyle hareket ediyoruz, asker kanadı bu protokole göre şöyle hareket ediyor diye... 
TACETTİN ASLAN - Benim onların gelişinden hiç haberim olmuyor ki. Yani, neye 
göre nasıl müdahale edeceğim ona efendim ben. 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Tamam olmuyor. Yani, siz şimdi emniyet 
müdürüsünüz. Emniyet müdürünün yetkilerini bilmesi lazım, kanunu bilmesi lazım. Yani, bu rahat mı jandarma gelip sizin bölgenizde istihbarat yapıyor veya başka türlü faaliyetlerde bulunuyor? Yani, böyle bir şey olabilir mi? 
BAŞKAN - Yani, o zaman akla şu da geliyor: Yani, istihbarı bir haber aldığınızda 
onları ortak değerlendirmiyor musunuz? O şeyde diyorsunuz ki, ben mahkeme karan aldım, Seferi Yılmaz'a gelecek olan koliyi diyor, hangi şirket kanalıyla gelecekse, mahkeme kararıyla alacağım, el koyacaktım diyorsunuz. 
TACETTİN ASLAN - Doğrudur efendim. 
BAŞKAN - Siz öyle hareket ediyorsunuz, öbür taraf da başka türlü hareket ediyor. 
TACETTİN ASLAN - Ben yine size söylüyorum... 
AHMET ERSİN (İzmir) - İstihbarat bilgilerini sizlerle paylaşmıyorlar mıydı? 
TACETTİN ASLAN - O konuda bize gelip bu arkadaşlar ne benim makamıma ne diğer arkadaşlarımla gidip de Şemdinli'de şöyle olacak, böyle olacak, şöyle bir duyum aldık, bilgi aldık gibi bir şey söylemezler. Olmadı. Şimdi ben takip edemem ya da şehrin giriş noktasına... 
AHMET ERSİN (İzmir) - Sayın Müdürüm yani emniyetle, polisle, jandarma arasında bir kopukluk mu yar? 
TACETTİN ASLAN - Efendim, ben, bilgileri alırlar, eminim kendi kurumlarına iletir onlar. Oradan, ben az önce de arz ettim, yani, il jandarmadan bilgiler gelir bize zaman zaman, istihbarat bilgileri gelir. O kurumuna demek ki intikal ettiriyor aldığı bilgileri, kurumuna. Benimle paylaşmıyor, kurum amirine veriyor, oradan bana geliyor. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Normal olarak bu astsubaylar Şemdinli'de sizin görevde 
olduğunuz ilçede böyle bir istihbarı çalışma yapıyorlarsa ve 16 kez de gelmişlerse, herhalde bu çalışmaların sonucundan size bilgi vermeleri lazım. Yani, 16 kez gelmiş, çalışma yapmış, istihbarat yapmış, birtakım raporlar hazırlamış ama size gelmemiş, size verilmemiş!.. 
TACETTİN ASLAN - Şöyle arz edeyim ben size: İl belki kendi arasında bu bilgileri paylaşıyordu Yani, il jandarmanın istihbarat birimi, bu arkadaşlar, emniyet istihbarat birimiyle belki paylaşıyorlar dır, ama, bilgi daha taze bir bilgi, belki daha araştırılması gerekir, çünkü, biz uygulama polisiyiz, biz istihbarat polisi değiliz. Bize intikal ettirilmesi gereken bilgiler değildir. Öyle de düşünmek lazım. Yani, Hakkâri Emniyet ile Hakkâri Jandarma belki bu konulan paylaşıyor dun 

AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Sayın Müdürüm, sorumun cevabını alamadım 
ben. Yani, siz mesela gidiyorsunuz, Hakkâri'nin bir köyünde istihbarat çalışması yapıyor musunuz veya herhangi bir görev yapıyor musunuz kırsalda? Yani, özel olarak çağrılmadan, sizi bir destek kuvveti olarak çağırmadan falan böyle yapıyor musunuz? Yani, böyle göreviniz var mı?
TACETTİN ASLAN - Hayır efendim. 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Peki, Ankara'nın Kızılay'ıyla Şemdinli'nin o 
çarşısı arasında hukukî açıdan ne fark var? 
TACETTİN ASLAN - Anladım efendim. Şimdi, bu istihbarat birimi, daha ziyade 
merkezi Hakkâri'yi bağlıyor. 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Ya bırak orasını! Şimdi, Ankara'nın 
Kızılay'ında var mı, jandarma geziyor mu? Şu anda istihbarat yapıyor mu? 
TACETTİN ASLAN - Bunu kim bilebilir ki efendim! 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Peki, kanunî mi bu? 
TACETTİN ASLAN - Şimdi, işin kanunî boyutu, polis sorumluluk bölgesinde polis 
istihbarat çalışır, jandarma sorumluluk alanında jandarma istihbarat çalışır. Daha sonra bu bilgiler gerekli ortam ve zamanlarda paylaşılır. 
İşte ben de diyorum acaba Hakkâri Jandarma ile Hakkâri Emniyet Müdürlüğü  istihbarat birimleri arasındaki ya da merkez olarak nasıl bakıyorlar bu meseleye, ben onu bilmiyorum. Yani, belki polis istihbarat da jandarma alanına gidip çalışıyordur. İnanın haberim yok ondan. Çalışıyorlar mı çalışmıyorlar mı onu da bilmiyorum. Ama, belki Hakkâri'de böyle bir paylaşım yapıldı, yani, ondan haberim yok. Ama, ben, şunu söyleyeyim, mesela ilçe jandarma asla polis bölgesine girip uygulama yapamaz, yapmaz. İlçe jandarma 
diyorum, ilçe jandarma polis sorumluluk alanına girip herhangi bir konuda operasyon ya da uygulama yapmaz. Bana bildirir konuyu, ben yaparım. Kendisi de gözlemci olarak arkadaşlar gelebilir mi, tabiî, buyursunlar gelsinler. 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - İstihbarat da aynı şeyin bir başka birimi... 
TACETTİN ASLAN - Doğrudur efendim, ben de diyorum ki işte bu sorunun cevabını Hakkâri size daha net verebilir. Ben açıkçası yine diyorum, 16 kez gelmişler, 16'sında da görmedim. Benimle de hiçbir şey paylaşmadılar. Velev ki ben bunların geldiğini gördüm diyelim, noktama söyledim, asker girerken bana haber etti; benim yaptırımım ne olabilir ya da adam belki ilçe jandarmaya gidiyorum, komutanımla görüşeceğim dedi, ben nasıl ona şehre girme diyebilirim?" 

17. Cİ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder