24 Şubat 2019 Pazar

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 18

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 18



Şimdi, ben dinliyordum, bir anda, dedim ki, eyvah, polis bölgesinde bir şahıs çıktı telefona. Buyurun, siz dinleyin. Ben açıklama yetkim yok ki o kanuna göre. Veremem ki o dinlemeyi, teknik dinlemeyi veremem ki polise. Suç unsuru olup olmadığını değerlendirecek, yine savcımız dır. 

AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Yeni bir kanun çıktı temmuz ayında, o konuyla ilgili ne diyorsunuz; yani, yeni bir yetkilendirme çıktı. 
ERHAN KUBAT - Yeni yetkilendirmeden bilgim yok. Oradaki "kendi bölgesi" 
sözünü söylüyorsunuz değil mi? Ben, kendi bölgemde olayı önleyici her türlü istihbaratı yaparım. Hele hele teknik dinlemem varsa, ben, onun çizgisini, biraz önce belirttiğim gibi, çizemem ki. Çizemem; yani, şahıs, onu dinlediğim kişinin de jandarma bölgesinden alınmıştır, jandarma bölgesine gider. Yani, istihbaratta bir sınır yoktur. 
BAŞKAN - Şimdi, ben acaba yanlış mı hatırlıyorum; teknik dinlemeyle ilgili, son 
çıkan kanunda, jandarmanın kendi bölgesinde, emniyetin ise ülke genelinde istihbar! faaliyette bulunur gibi bir şey mi geldi? 
ERHAN KUBAT - Sayın Başkan, kendi sorumluluk bölgesi diye yazıyor kanunda; 
ancak, size çizdiğim çizgiyi bir daha arz ediyorum. Bakın, dinlediğiniz telefon şahsa ait değil, başka, Moldavyalı, şahsın oturduğu yer Kuzey Irak. Kuzey Irak'ta kim sorumlu. Yani, istihbarat çizgisini bu şekilde sorumluluk alanını çizmek çok zor. 
BAŞKAN - Yani, yasada bir eksiklik mi var? 
ERHAN KUBAT - Eksiklik yok. 
BAŞKAN - Şükrü Bey... 
ŞÜKRÜ ÖNDER (Yalova) - Şimdi, yasa önümde, teklifi veren benim. Şimdi, 
buradaki maksat, telefon dinlemek ayn bir olay, istihbarat yapmak ayn bir olay. İstihbarat telefonla da yapılabilir, telsizle de yapılabilir, fizikî takiple de yapılabilir, her şeyle yapılabilir; ama, telefon dinlemesi, buradaki bütün amaç telefon dinlemeleriyle ilgili. Polisin ne şekilde telefon dinleneceğini, bu kanunun 1 inci maddesinde belirttik, ülke çapında. Jandarmanın da ne şekilde telefon dinleyebileceğini belirttik. Telefonu sadece kendi sorumluluk bölgesinde dinleyebilir şeklinde. Yani, ülke çapında telefon dinlemesine giremez. 
Telefon dinlemesi yaparken de, mutlaka savcılıktan, hakimden karar alacaklar yasaya göre. 
Eğer işin aciliyetine binaen, jandarma genel komutanından veyahut da bu işe bakan istihbarat daire başkanının... 24 saat içinde de ilgili amire bunu ibraz etmek zorunda; hakim uygun görüyorsa, karar verecek, uygun görmüyorsa kararı kaldıracak, on gün içinde de bu dinleme belgeleri yok edilecek. Telefon dinlemesiyle istihbarat biraz farklı bir olay. Orada, özür dilerim, arkadaşlarımız yanlış şey yapabilir, onu takdirlerinize sunayım dedim. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Şimdi, komutanım, Seferi Yılmaz'a ait polis 
sorumluluk sahasında ikamet eden ve faaliyetlerini Şemdinli İlçe Merkezinde yürüten bir kişi olmasına rağmen Seferi Yılmaz, jandarma sorumluluk sahanızda bulunmayan bir kişi hakkında telefonla dinleme faaliyetinde bulundunuz. S397 sayılı kanun size bu yetkiyi veriyor. 5397 sayılı Kanun Ue jandarma, istihbarat üretme amacıyla değil de, suçlan önleme noktasında, sadece kendi sorumluluk sahasıyla sınırlı olmak kaydıyla, önleyici dinleme yapma yetkisi vermiştir. 
Bu durumda, yapmış olduğunuz kanunsuz uygulamayla, suç işlemiş gözükmüyor musunuz? 
ERHAN KUBAT - Görüşümü söyledim; böyle bir kanunsuz uygulamamız yok Mesut 
Bey." demiştir. 
Hakkâri İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Sefer 
RESULOĞLU; 
"...Müşterek olarak çalıştığımız emniyet ve istihbarat birimleriyle ortak çalışmalar yapıyoruz. Biz de tabii ki, 5271 sayılı CMUK ve 5397 sayılı Bazı Kanunların Değişikliğine Dair Kanunlar gereğince dinlemeler imiz, tespitlerimiz var. Bu dinlemeler imizle ilgili örgütün yaptığına dair çok delilli konuşmalarla üstlenen dinlemelerimiz var. Bunlar tabii ki, Cumhuriyet savcılığı veya ağır ceza reisimizden, mahkemeden aldığımız kaynaklar olduğu için bunları bir nüsha şeklinde sadece ilgili cumhuriyet savcılığımıza iletiyoruz. Dolayısıyla benim burada bunlarla ilgili bir belge vermem mümkün değil. Bunlar ilgili Van Cumhuriyet Başsavcılığından alınabilir. Ancak, ben size biraz sonra bunlarla ilgili açık kaynak olduğu için telsiz dinlemelerini arz etmek istiyorum. Yine örgütün kendisiyle ilgili yaptığı açıklamalar olduğu için bunları arz etmek istiyorum. Diğer dinlemeler belirttiğim gibi komisyonunuz tarafından istendiğinde muhakkak ilgili cumhuriyet savcılığı tarafından bunlar verilebilecektir. Zaten iddianame hazırlama aşamasında olanlar var. Mahkeme safahatı olanlar var. Bunlarla ilgili çalışmalar devam ediyor.... 
BAŞKAN - Peki, aranızdaki koordine, emniyet, MİT, istihbar! bilgileri 
değerlendirme, ondan sonra da operasyona döndürme. Mesela, siz ne kadar bir istihbarî bilgi verdiniz, diğer kurumlarla paylaştınız? 
SEFER RESULÖGLU - Efendim, bunları diğer kurumlarla paylaştığımızda, biz, 
haber kayıt bildirim formu şekline dönüştürürüz, olgunlaşmış bilgiyi, istihbarat halini almış bilgiyi, MİT, emniyet, bağlı bulunduğumuz üst komutanlık veya ilgili ilçe jandarma komutanlığına yayınlıyoruz. Şu an için hatırlayabileceğim kadarıyla 50 civarında en az haber bildirim formu çekmişizdir bu şekilde. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Peki, Şemdinli'deki o kitapevinin bombalanmasıyla ilgili, 
Seferi Yılmaz'ı ne zaman başladınız izlemeye? 
AHMET ERSİN (İzmir) - Seferi Yılmaz'la ilgili olarak; 1 Ağustosta göreve 
başladığımı arz ettim biraz önce, S Ağustos günü Şemdinli İlçe Jandarma Komutanlığının önünde bir patlama meydana geldi. Bu patlamanın olduğu gecenin sabahında biz Şemdinli'ye hareket ettik. Şemdinli'ye gittiğimizde orada biz üç, dört gün kaldık. Ben, istihbarat ekibimle birlikte, il jandarma komutanımız da oradaydı, diğer yetkililer de oradalardı. Herkes kendi 
görev sahasında arastana yapıyordu, biz de kendimizce araştırma yaptık, elemanlarımızla görüştük, haber vermek isteyen kişilerle görüştük, bu konuyla ilgili bilgisi olan, ihbarda bulunan kişilerle görüştük. Elde ettiğimiz bilgiler neticesinde, biz, Seferi Yılmaz'la ilgili olarak 22 Ağustos tarihinde -yanlış hatırlamıyorsam eğer- Van Ağır Ceza Mahkemesinden karar almak suretiyle teknik takibe başladık. O zamandan beri Seferi Yılmaz'la ilgili takibimiz devam ediyor. AHMET ERSİN (İzmir) - İlin asayişinden kim sorumlu; vali. Her 
ay, valiyle güvenlik toplantısı yapılıyor. Şimdi, siz, 22 Ağustostan itibaren bu şahsı takip altına almışsınız, takip ediyorsunuz, sizin yaptığınız takipten valilin haberi yok, kaymakamın haberi yok, Şemdinli emniyet müdürünün haberi yok, MiT'in haberi yok; yani, sizden başka hiç kimsenin bu şahsın takip edildiğinden haberi yok. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Bu istihbari çalışmanın gerekçesi nedir, onu sormak lazım. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Nitekim, emniyet de bizde bu şahsın kaydı yok diye 
söyledi, MİT de bizde kaydı yok dedi. 
Şimdi, siz kendi başınıza bir takip yapıyorsunuz, bir ihbar üzerine takip yapıyorsunuz ve bu takibi sadece siz biliyorsunuz. Ne ilin valisine bilgi veriyorsunuz ne ilçenin kaymakamına ne ilçenin emniyet müdürüne ne ilin emniyet müdürüne ne ilin cumhuriyet savasına; nasıl bir şeydir bu? 
SEFER RESULOGLU — Şimdi, yapmış olduğumuz takip bizim, savcı da aradan 
çıkarak... En son çıkan 5397 sayılı Yasayla, istihbari amaçlı teknik takip yapıyoruz efendim. Bundan savcının da bilgisi yok. Direkt, biz, mahkemeyle yazışıp mahkemeden alıyoruz bu karan. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Karar aldıktan sonraki süreci soruyorum. 
SEFER RESULOGLU - Karar aldıktan sonra bu işin olgunlaşması gerekiyor. Biz ham bir bilgiyi ortaya attığımız zaman bunun nereye varacağını veya ne kadar çok ... 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Hangi kanunla dediniz? 
SEFER RESULOĞLU - 5397 sayılı Kanunla 2803'e eklenen ek 5 inci madde 
efendim.
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Şu mu; okuyayım isterseniz: " Ek Madde 5.- 
Jandarma bu Kanunun 1 inci maddesinin (a) bendine ilişkin görevleri yerine getirirken, önleyici ve koruyucu tedbirler almak üzere, sadece kendi sorumluluk alanında 4.12.2004 tarih ve şu sayılı Ceza Mahkemesi Kanununun ... " devam etmiş. Bu kanundan mı bahsediyorsunuz? 
SEFER RESULOĞLU - Evet 
AHMET ERSİN (İzmir) - Sizin görev alanınız şehir merkezi mi? Kırsal değil mi? 
SEFER RESULOĞLU - Şimdi, Sayın Milletvekilim, özür dileyerek şöyle bir şey 
sormak istiyorum: Bu sorumluluk alanını neye göre belirleyeceğiz biz? Kullanılan telefonun kimin adına kayıtlı olduğu ve bu şahsın ikametgahına göre mi; kullanılan telefonun kullanıldığı yere göre mi; kullanılan telefonu kullanan şahsın ikametine göre mi; neye göre belirleyeceğiz, bu açık değil. Onu, biz, şu şekilde. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Bakın, burada, şahıs,.Şemdinli'de oturuyor, Şemdinli'de 
işyeri var, kitapevi var. Yani, sizin, kırsalda takip ediyordum; ama, Şemdinli'ye kadar izlemek durumunda kaldım diye bir sorununuz yok. Adam orada, Şemdinli merkezde, polis bölgesinde. Siz polis bölgesinde olan bir şahsı -ihbar da muhtemelen polis bölgesindedir kendi başınıza takip ediyorsunuz ve kimsenin haberi yok. 
SEFER RESULOĞLU - Hayır efendim, kimsenin haberi yok değil. Biz kendi 
başımıza yapmıyoruz bu işi, mahkemeden almış olduğumuz karar doğrultusunda yapıyoruz. 
AHMET ERSİN (İzmir) - Tamam canım, ona bir şey demiyoruz. 
SEFER RESULOĞLU - Bunu yaparken, efendim, ben özür dileyerek lafımı 
tamamlamak istiyorum; sorumluluk alanı olarak bizim algılamamız, kendi sorumluluk alanımızda meydana gelebilecek suçlan dikkate alarak takip ediyoruz. Biz, emniyet bölgesinde meydana gelebilecek bir olayla ilgili olarak takip etmiyoruz. Bu şahsın irtibatını tespit etmişiz örgüt mensuplarıyla ve bunu takip ediyoruz. Şimdi, yine şunu sormak istiyorum: Takip ettiğimiz örgüt mensubu Kuzey Irak hudutlarında görüşüyor. Arazi yapısı itibariyle, bizim bölgemizdeki baz istasyonundan istifade ederek, bizim telefonumuzu kullanıyor ve bunu takip ediyorum ben. Bunu kiminle paylaşacağım efendim, Irak Cumhuriyetiyle mi? Yani, öyle düşünürsek eğer, ikamet edildiği yer, kullanıldığı yer olarak. Ben bunu takip ediyorum. 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Son dediğinizi anlayamadık, bir daha izah eder misiniz, Irak diye biten cümle var ya. 
SEFER RESULOĞLU - Örnek veriyorum. Bir örgüt mensubu, telefonunu takip 
ediyorum ben, teknik imkanlarımızla. Bu telefonu kullandığı yer, Kuzay Irak, Berinize Köyü dediğimiz bir bölgede; fakat, arazi yapısı nedeniyle, bizim Derecik Kasabamızda bir baz istasyonu var, tek baz istasyonu o bölgede, ondan istifade ederek kullanıyor, konuşuyor. 
BAŞKAN - Kiminle konuşuyor, Seferi Yılmaz'la mı? 
SEFER RESULOĞLU - Seferi Yılmaz'la konuşuyor, Şemdinli'deki diğer milislerle 
konuşuyor, Yüksekova'dakilerle konuşuyor, Van'dakilerle konuşuyor. Bu şahıs, orada, çok özür diliyorum, gümrük görevlisi gibi çalışıyor, kaçakçılardan sürekli para talep ediyor. Bu şahsı ben takip ediyorum. Bunun konuştuğu yer ülke hudutlarının dışında, kullandığı telefon kendi şahsı adına kayıtlı değil. Şimdi, bu telefonları tespit ediyoruz efendim, çıkıyor telefon, Moldova uyruklu bir bayanın üzerine kayıtlı ve bu bayan, adres olarak İstanbul'da Park Oteli 
vermiş telefonu alırken. Bunun takibini kim yapacak efendim? 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Polis yapacak, kim yapacak. 
SEFER RESULOĞLU - İstanbul polisi mi yapacak, Şemdinli polisi mi? 
AYHAN SEFER ÜSTÜN (Sakarya) - Onu sen polise devret de, kim yaparsa yapsın ya
SEFER RESULOĞLU - Ama efendim, benim bölgemde kullanılıyor bu telefon ve 
benim bölgemle ilgili terörün faaliyetlerine yönelik bilgi alıyorum ben. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Burada, şimdi, Seferi Yılmaz aranıyor ve Seferi 
Yılmaz polis noktasında, polisin görev sahası içerisinde. Ali Kaya, Özcan İldeniz, Veysel Ateş oraya gidiyor. Orada istihbari çalışma sonucu, bir paket gelecek. Oraya gidildiği zaman emniyetin niye haberi olmuyor? Emniyetin bilgisi olmadan, yani, özellikle bir talimat mı verildi emniyete haber verilmesin diye? 
SEFER RESULOĞLU - Hayır, asla öyle bir talimat verilmez. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - Peki, niye, emniyetle bu istihbari bilgi paylaşılmadı? Bir paket gelecek diye gidiliyor. 
SEFER RESULOĞLU - O güne kadar toplanan bilgiler, elde edilen bilgiler, daha 
önce, gidip hazırladıkları krokiler, yanlarında diğer şahıslarla ilgili olan bilgilerle beraber, o gün gitme maksatları zaten, toplamış oldukları bilgileri ilçe cumhuriyet savcısına arz edip, cumhuriyet savcısının talimatı doğrultusunda hareket etmek. Bizim istihbarat şube olarak, kesinlikle operasyon görevimiz yoktur efendim. Biz sadece bilgi toplarız, ilgili yerlere iletiriz. 
Bu bilgileri değerlendirecek olan makamlar karan verir, ona göre uygularlar. O gün gitme maksatları o zaten. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - 5397 size istihbarat üretme amacıyla yetki vermiyor. Sadece ne veriliyor size, kendi sahanızla sorumlu olmak kaydıyla, önleyici dinleme yapma yetkisi verilmiştir. Yani, siz, orada, 5397'yi yorumlarken faklı yorumluyorsunuz. 
SEFER RESULOĞLU - İstihbarat yetkimiz zaten sadece 5397'den değil efendim, 
2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu, 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, Görev ve Yetkileri Kanunu ve müteakiben çıkarılan Bakanlar Kurulu onayıyla çıkan yönetmelik, Kaçakçılık Kanunu; bunların tamamından bilgi toplama yetkimiz ve istihbarat yetkimiz doğmaktadır. 
ŞÜKRÜ ÖNDER (Yalova) - Ben şunu sormak istiyorum: Şimdi, vatandaşı dinlemeye aldınız. Van Ağır Cezadan mahkeme karan aldık dediniz. Kaç ay teknik takip yapıyorsunuz? 
SEFER RESULOĞLU - Bunun sının üç ay efendim. 
ŞÜKRÜ ÖNDER (Yalova) - İkinci üç ay kullandınız mı? 
SEFER RESULOĞLU - Bu üç ay bittiğinde tekrar devam etmemiz gerekiyorsa 
devam ediyoruz. 
ŞÜKRÜ ÖNDER (Yalova) - Devam ettiniz mi, onu soruyorum? 
SEFER RESULOĞLU - Üç ay dolmadan bu olaylar oldu zannediyorum. 
ŞÜKRÜ ÖNDER (Yalova) - Peki, bu üç ay zarfında, yani, teknik de birtakım 
konuşmalar geçti. Bu aldığınız bilgileri, az evvel milletvekillerini sordu, emniyete 
bildirmediniz, vahye bildirmediniz, şuraya bildirmedihiz, buraya bildirmediniz. Dinleme kararım aldığınız mahkemeye bildirmeniz gerekiyordu. Bildirdiniz mi bunlara? 
SEFER RESULOĞLU - Dinleme kararını aldığımız mahkemeye değil de efendim, o gün, arkadaşlanmızın Şemdinli'ye maksatlan, elde ettikleri bilgileri Şemdinli Cumhuriyet Savcısıyla paylaşmak, oraya bildirmek maksadıyla gidiyorlar. 
BAŞKAN - Bildirmişler mi peki? 
SEFER RESULOĞLU - Ona fırsatlan olmadan bu patlama olayı meydana geliyor ve başlarına bu olay jgeliyor. 
ŞÜKRÜ ÖNDER (Yalova) - Benim sorduğum şu: Yani, bu dinleme esnasında, Van Ağır Cezadan aldığınız yetkiye istinaden teknik takip yapıyorsunuz. Aradan iki ay geçti, üç ay geçti, yani, iki aydan fazla bir zaman geçiyor. Bu arada çeşitli konuşmalar var. Önemli gördüğünüz konulan karşı tarafa aktardınız mı, Van Ağır Cezaya veyahut da ikinci kez uzatabilmek için şu şu şu dokümanlar elimize geçti, biz bunu dinlemeye devam ediyoruz şeklinde bilgi verdiniz mi Van Ağıra? 
SEFER RESULOĞLU - O telefonla ilgili hayır efendim. Ama, başka telefonlar için, 
gerekiyorsa eğer, o şekilde bilgi verip uzatma talebinde bulunuyoruz. Üç aylık sûre geçmediği için ikinci bir talebimiz olmadı. 
MESUT DEĞER (Diyarbakır) - 22 Kasımda bitiyor o üç aylık süre. 
BAŞKAN - Peki, o Van Ağız Ceza Mahkemesine müracaat eden görevli kim? Yani, izin alma yetkisi kimin, kim talep etti onu? 
SEFER RESULOĞLU - İl Jandarma Komutanlığı olarak biz talep ediyoruz efendim. 
BAŞKAN - Yani, bizzat sizin isminiz mi var? 
SEFER RESULOĞLU - Hayır efendim, biz hazırlıyoruz, il jandarma komutanına onaylatıp... 
BAŞKAN - En azından birinin imzası olması lazım. 
SEFER RESULOĞLU - Evet, il jandarma komutanımızın imzası var efendim. 
BAŞKAN - İl jandarma alay komutanınızın imzası var, onu şey ettiniz. 
SEFER RESULOĞLU - Şu an yanlış hatırlıyor olabilirim, il merkez jandarma komutanı da olabilir. 
ŞÜKRÜ ÖNDER (Yalova) - İl merkez ayrı. İl merkez, merkezdeki karakol komutanlığı. 
BAŞKAN - O da olabilir diyorsunuz. 
SEFER RESULOĞLU - Evet. 
BAŞKAN - Emin değilsiniz." Demişlerdir. 

g) Komisyonumuzun Jandarma ve Polisin İstihbarat Yapma Görev ve Yetkisi 
Konusunda Vardığı Sonuçlar Komisyonumuza aktarılan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 2803 sayılı Kanun'da Jandarmaya açıkça istihbarat görev ve yetkisi tanıyan bir hüküm ver almadığı. Jandarma'mn bu görev ve yetkiyi 2559 sayılı Kanun ile Jandarma Teşkilatı Görev ve Yetkileri Yönetmeliğİ'nden aldığı. Jandarmanın istihbarat görev ve yetkisi tartışmasız bulunduğu, öyle ki. kendisine suç ve suçlu ile mücadele, suçu önleme, kamu düzeni ve güvenliğini sağlama görevi verilen bir kolluğa, istihbarat yetkisi verilmemesi isin tabiatına 
uygun düşmediği, ancak, jandarmanın istihbarat görev ve yetkisinin sınırlan, polis bölgesinde istihbarat yapabilmesinin şartlan gibi konularda duraksama ve tereddütler bulunduğu anlaşılmaktadır. 

Jandarma Genel Komutanlığının bu konudaki görüşü şöyle özetlenebilir; Jandarma, aynen polis gibi istihbarat hizmetlerini gerekli koordinasyon ve işbirliği yapmak suretiyle ülke seviyesinde yürütmekle görevli ve yetkilidir. Bu kuralın tek istisnası. 5397 sayılı Kanun'la getirilen, sadece kendi sorumluluk alanında. Kanun'da belirtilen suçların islenmesinin önlenmesi amacıyla, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tespit edebilmesi, dinlevebilmesi. sinyal bilgileri değerlendirebilmesi, kayda alabilmesidir. 
Önleyici nitelikli iletişimin tespiti dışında adli nitelikli iletişimin tespiti ve dinlenmesinde kural, suc hangi kolluk biriminin sorumluluk alanında gerçekleşmiş ise, onun soruşturma işlemlerini yürütmesidir. Ancak. Cumhuriyet Savcısının, bu durumun aksini her zaman emredebilme yetkisi bulunmaktadır. 
Ancak Jandarma Genel Komutanlığının bu görüşü ile Jandarma Genel 
Komutanlığı'nın yukarda değinilen ve TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'na gönderilen 
"Jandarmanın kendi faaliyet alam ve de bu faaliyetlerle sınırlı kalmak amacıyla istihbarat birimleri oluşturulduğu, yetkilerinin Jandarmanın görev sahaları ile sınırlı olup istihbarat toplamaktan ibaret olduğu" şeklinde yazıda yer alan görüşle çelişmektedir. Her ne kadar söz konusu yazının 1997 yılında yazıldığı bir vaka ise de, o tarihten bu güne değin Jandarmanın istihbarat görev ve yetkisi konusunda, Jandarmaya önleyici dinleme imkanı tanıyan 5397 sayılı Kanun dışında yeni bir düzenleme yapılmış değildir. Belirtilen Kanun da, Jandarma'ya 
sadece kendi sorumluluk alanında görev yüklemektedir. 

Emniyet Genel Müdürlüğünün görüşü ise kısaca şöyledir, 2559 savıh Kanunun Ek 7.maddesinde Polise, ülke seviyesinde istihbarat varana görev ve yetkisi tanıvan hükmü, polisin. 3201 savılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 8. ve 9.maddelerinde düzenlenen "Devletin umumi emniyetine taalluk eden isler" olarak tanımlanan sivasi polislik görevi nedeniyle vazedilmiştir. Ovsa Jandarmanın sadece mülki, askeri, adli görevi bulunmaktadır. Kendisine 
sivasi görev tevcih edilmemiştir. Dolayısıyla 2559 sayılı Kanun'un Ek 7.maddesinden istifadeyle ülke seviyesinde istihbarat hismeti yürütemez. Jandarmanın istihbarat görev ve yetkisi kendi sorumluluk bölgesi ile mukayyettir. 
Jandarmanın istihbarat görev ve yetkisinin, 2803 sayılı Kanun'un 25/b fıkrasında "2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanun'unun bu Kanun'a aykırı hükümleri Jandarma Teşkilaü için uygulanmaz" şeklindeki hükmü ve bu hükümden, 2559 sayılı Kanun'un 2803 sayılı aykırı olmayan hükümlerin ise Jandarma teşkilatına uygulanabileceği, 2559 sayılı Kanun'da geçen polis tabirinin jandarmayı da kapsadığı gibi gerekçelerle ülke seviyesinde yürütüleceği şeklindeki görüş kabul edilemez. 2803 sayılı Kanun'un 2559 sayılı Kanun'a 
atıfta bulunmasının esprisini; Jandarmaya; 
2803 sayılı Kanun'da düzenlenmeyen, ancak 2559 sayılı Kanun'da düzenlenen ve polise verilen görev ve yetkileri kendi sorumluluk bölgesinde de kullanılabilmesine cevaz verilmesi olarak anlamak gerekir. Kanun'un açıkça tanımadığı bir yetkiyi üstlenmek, tesis edilen iş ve işlemleri hukuken geçeriz kılabilecektir. Üstelik, 2803 sayılı Kanun'un Uygulama Yönetmeliği'nde, Jandarmanın, ülke düzeyinde istihbarat yapmasına izin veren bir hüküm de yer almamaktadır. Polisin ise, Kanunlarda belirtilen amaçlarla ülke seviyesinde istihbarat yapma görev ve yetkisi ise vazıh bulunmaktadır. 

Bir an için Jandarmanın ülke seviyesinde istihbarat toplama görevi kabul edilse bile, bundan, jandarmanın polis sorumluluk bölgesinde her hangi bir şarta tabi olmadan, istediği zaman, istediği şekilde bu hizmeti yürütebileceği sonucunu çıkarmak mümkün görülmemektedir. Ülke seviyesinde istihbarat yapabilmek yetkisine sahip olmak demek, polisin veya jandarmanın birbirlerinin sorumluluk alanlarında bu hizmetleri ifası sırasında gerek birbirleri ile gerekse mülki makamlarla işbirliği ve koordinasyona gerek bulunmadığı anlamına gelmez. Aksine anılan güvenlik güçlerinin birbirlerinin sorumluluk alanlarında istihbarat hizmeti de dahil suçun işlenmesini önleyici, emniyet ve asayişi temine matuf  faaliyetleri yürütmelerinin usul ve esasları mevzuatımızda belirlenmiş durumdadır. 

19. CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder