TERÖR, TERÖRİZM, ULUSLARARASI TERÖR VE TÜRKİYE'DEKİ DURUM. BÖLÜM 8
Terörle mücadelede nasıl ki, bölge halkının yakın destek ve işbirliği sağlanmadan arzulanan oranda başarıya ulaşılması söz konusu değilse, terör ortamının ortadan kaldırılmasını sağlayacak, bölge halkının iş ve aş imkanlarım arttıracak, onu çağdaş yaşam düzeyine yükseltecek sosyo-ekonomik ve kültürel kalkınma seferberliğinin de bölge halkının yakın işbirliği ve içten katılımı olmadığı sürece başarıya ulaşması mümkün değildir.
Ayrıca bölge kalkınmasının, fiziksel ve sosyal altyapı ile ekonomik gelişmeler
yanında toplumsal değişime de bağlı olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Bu bakımdan bölgenin giderek modernleşmesi yolunda ciddi engeller oluşturan bağımlılık ilişkilerini gidermenin yolu, bu kurumların yerine getirdiği görev ve fonksiyonların çağdaş örgüt ve kurumlarca üstlenilmesidir. Bu bakımdan eğitim kurumları, yanında kültür kurumlarının yaygınlaştırılması da büyük bir önem arzetmektedir. Bunu sağlamak bakımından da Bölgenin zengin tarihi ve kültürel değerlerinin açığa çıkarılabilmesi, tanıtabilmesi ve bu değerlerin toplumun tamamıyla paylaşılabilmesi için bölgede mevcut müze ve anıt, tiyatro,
kütüphane ve yükseköğretim kurumları gibi kültür kurumlarının arttırılması ve
yaygınlaştırılması sağlanmalı ve bu kurumlara etkin birer fonksiyon kazandırılmalıdır.
Hiç şüphesiz 1984 Ağustosundan bu yana ülke gündeminin başında yer alan bölücü terör sorunu, bölgede sağlanacak sevgi, şefkat, hoşgörü ve güven ortamının sosyo-ekonomik tedbirlerle desteklenmesi halinde artık ülke gündeminden çıkacaktın Sevgi, şefkat ve karşılıklı güven, İş ve aş imkanları ile birleşince terör ortamı da büyük oranda kurutulacaktır.
Terörle mücadelede, basan için siyasette ve toplumda uzlaşma ve istikrar île bunun yanında yönetimde süreklilik esastır, öte yandan topluma verilecek yeni umut, şevk ve heyecanın sağlam, tutarlı ve inandırıcı bir istikrar programı ile verilebileceği de unutulmamalıdır.
Bu mücadelede, şüphesiz dışarıdaki bataklığın kurutulması da son derece önem
arz etmektedir.
Güneydoğu sorunu ekonomide istikrarsızlığın başlıca nedenlerinden biri ve belki de en önemlisidir. Kamu kaynaklarının giderek artan bir bölümü PKK ile mücadeleye ayrılmakta, terörle mücadelenin finansmanı enflasyonu azdırmakta, dolaylı yollardan ekonomiye de büyük zararlar vererek yabancı sermaye yatırımlarını caydırmakta ve turizm gelirlerini baltamaktadır.
Bu sorun aynı zamanda Türkiye'nin bir parçası olmayı amaçladığı uygar ve demokratik dünya ile ilişkilerini de sık sık sıkıntıya sokmaktadır.
Anarşi ve terör sorunu çözümlenmelidir. Çünkü, ülkemiz bu sorunu çözmedikçe
toplum hayatının her safhasında millet olarak karşılaşacağımız sıkıntıları aşmamız mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle, Gümrük Birliği ile Avrupa'ya açılmış, Ulu Önder Atatürk'ün çağdaş ülkeler düzeyine çıkma ülkü ve idealini şiar edinmiş milletimizin öncelikle bu sorunu aşması ve kalıcı bir şekilde çözümlemesi gereklidir." Denilmektedir.
2. Genelkurmay Başkanlığı
Komisyonumuzun 26.01.2006 tarih, 80 sayılı yazısına cevaben Genelkurmay
Başkanlığının 16.02.2006 tarih, 7130-21-06/İGHD.Pl.Koor.Ş.(l 16)3631341 sayılı yazısında talep edilen bilgiler Ek:A (Terörle Mücadelede TSK'nın Rolü ve Bu Kapsamda Yürütülen Faaliyetler) ve Ek:B (Ele Geçirilen Silahlarla İlgili Bilgiler)'de gönderildiği belirtilmektedir.
a)Genelde Türkiye'de, özelde Doğu ve Güneydoğu ile Hakkâri bölgesinde
meydana gelen terör olaylarının nedenleri ve bu olayların önlenebilmesine ilişkin
yapılan çalışmalar ile hazırlanan güncel raporların tasdikli birer suretinin gönderilmesi hususuna ilişkin olarak;
Ek-A "Terörle Mücadelede TSK'nın Rolü ve Bu Kapsamda Yürütülen Faaliyetler"
başlığı altında 1.-7. maddelerinde ilgili mevzuata ilişkin açıklamalar yapılmaktadır. 8. ve 9. maddelerde ise aynen;
"8. Bugün, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu en önemli sorunların başında bölücülük gelmektedir. PKK/KONGRA - GEL terör örgütü, bölücülüğün silahlı unsuru olarak, bu amaca hizmet için 1984 yılından beri silahlı terör eylemlerinde bulunmaktadır. Terörle mücadele, Devlet'in bütün birimleri arasında koordine ve topyekün mücadele anlayışım gerektiren bir olgudur. Bu nedenle, bölücülük sorunu ve onunla mücadele konusu Devletin, bir çok üst düzey platformunda gündeme gelmektedir. Bunlara son dönemlerden örnek vermek gerekirse; MGK toplantılarının yanı sıra, 01 Temmuz 2005 ve 04 Ağustos 2005 tarihlerinde Sn. Başbakan'a Genelkurmay Başkanlığı'nda yapılan toplantılarda, 27 Eylül 2005
tarihinde toplanan Terörle Mücadele Yüksek Kurulu'nda, 25 Kasım 2005 tarihinde Sn. Başbakan'ın başkanlığında Başbakanlık'ta yapılan toplantıda, 01 Aralık 2005 tarihindeki Yüksek Askeri Şura toplantısında ve son olarak 04 Ocak 2006 tarihinde yine Sn. Başbakan'ın başkanlığında Başbakanlık'ta yapılan toplantıda terör ve bölücülük konuları görülmüş ve Genelkurmay Başkanlığı'nin görüşleri şifahi olarak dile getirilmiştir.
9. TSK; terörü besleyen ve bölücülük hareketlerine hizmet eden bazı sosyal sorunların çözülmesine yardımcı olarak, terörle mücadeleyi başarıya ulaştırmak için; asli vazifesi olan yurt savunması görevinin yanında, barış ortamında da, bağrından çıktığı Türk Milleti'nin sosyal, kültürel, eğitsel, ekonomik vb. sorunlarım paylaşmayı, sorunların çözümünde vatandaşlara yardımcı olmayı, "çağdaş uygarlık düzeyine ulaşma" doğrultusundaki her türlü toplumsal gelişim çabasına katkı sağlamayı görev edinmiştir. Bu kapsamda; ihtiyaç duyulan bölgelere, imkanları ölçüsünde bazı hizmetleri götürerek vatandaşın mevcut koşullarının iyileştirilmesi, devlete olan güven ve bağlılığının artırılması, moralinin yükseltilmesi, ülke sevgisi kazandırmayı amaçlayan bazı faaliyetler icra etmektedir.
Bu faaliyetler; 1996 yılından itibaren "Köy Uygulamaları", "Köy Destek Faaliyetleri", 2002 yılından itibaren de "Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri (TGDF)" adıyla, başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz olmak üzere tüm yurt sathında sistemli olarak yürütülmektedir.
1996 yılından 2005 yılma kadar geçen 9 yıllık sürede icra edilen uygulamalara ilişkin bilgiler aşağıdadır:
-1.140.993 vatandaşımıza giyecek yardımı yapılmış,
-3.777.805 vatandaşımız sağlık muayenesinden geçirilmiş,
-731.621 vatandaşımıza ilaç yardımı yapılmış,
-201.732 vatandaşımız diş taramasından geçirilmiş,
-23.790 çocuk sünnet ettirilmiş,
-34.508 okula yardım ve bakım-onarım desteği sağlanmıştır.
2005 yılında icra edilen Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetlerinde;
-5184 okulda, 191.451 öğrenciye kitap, kırtasiye ve araç-gereç yardımı yapılmış,
-1284 okulun bakım-onarımı yapılmış,
-Anadolu liselerine ve üniversiteye hazırlık kursları kapsamında açılan 85 kursa
10.897 öğrenci katılmış,
-54.865 vatandaşımıza giyecek yardımı yapılmış,
-25.628 vatandaşımıza gıda yardımı ulaştırılmış,
-Ağaçlandırma, çevre ve doğal hayatın korunması kapsamında 1.138.799 fidan
dikilmiş,
-244.193 vatandaşımız sağlık muayenesinden geçirilmiş,
-86.826 vatandaşımız diş taramasından geçirilmiş,
-33 sağlık ocağına bakım-onanm desteği sağlanmış,
-562 çocuk sünnet ettirilmiştir.
Sonuç olarak; TSK, ülkemizin neresinde olursa olsun, vatandaşlarımızın sosyal ve ekonomik gelişimlerine katkıda bulunmayı kutsal bir görev saymakta ve vatandaşlarımızın problemlerinin giderilmesini ülkemizin kazancı olarak görmektedir. Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri kapsamında yürütülen tüm uygulamalar; icra edilen bölgedeki mülki makamlarla koordineli, diğer kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliği içinde, planlı ve organize bir şekilde yürütülmektedir." Denilmektedir.
b) Genelde Türkiye'de özelde Doğu ve Güneydoğu ile Hakkâri bölgesinde faaliyet gösteren terör örgütleri tarafından kullanılan silah ve sair mühimmatın menşei, cinsi, sayıları ve menşei olan ülkelere göre mukayeseli dağılımının bir üste halinde çıkarılarak, ayrıca örgütlerin bu malzemeleri edinme yol ve yöntemlerini de belirten gerekli bilgilere ilişkin olarak;
'Terör örgütlerinden ele geçirilen silahların ülkelere göre dağılımları incelendiğinde; Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu, Çin, Macaristan, Doğu Almanya (Eski), Almanya, Belçika İspanya, İtalya, Çek Cumhuriyeti, Irak, Fransa ve ABD gibi ülkeler başta gelmektedir.Bu silah ve patlayıcıların, teröristlere bu ülkeler tarafından verildiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır. Zira bu ülkelerin çoğu, ürettikleri silahları dünyanın bir çok ülkesine satmaktadırlar.
PKK terör örgütü, elindeki silahların bir kısmım birinci körfez harekatından sonra
Irak'ın Kuzeyinde oluşan otorite boşluğundan yararlanarak elde etmiş, bir kısmım da 2003 Irak harekatından sonra dağılan Irak Ordusunun yağmalanan silahlarından temin etmiştir.Aynca terör örgütleri; uyuşturucu ticareti, kaçakçılık, organize suçlar ve diğer yasadışı yöntemlerle elde ettiği gelirlerle, irtibatlı oldukları diğer terör örgütlerinden silah, telsiz, patlayıcı ve malzeme temin etmektedirler.
Sonuç olarak;
Teröristler tarafından kullanılan silahların imal yerleri ile müteakip aşamalarda transferlerinin takip zorluğu nedeniyle, elde edilen bu inceleme sonuçları nın üretici ülkeleri doğrudan suçlayıcı bir argüman olmadığı, ancak ulaşılan sonuçların küçük ve hafif silahların takip ve kontrolündeki zafiyeti ve silah üreten ülkelerin sorumluluğunu açıkça ortaya çıkardığı görülmektedir.SiIah üreticileri ya da kaçakçıları tarafından bir kısım silahlann menşeine ait bilgilerin yok edilmesi nedeniyle, operasyonlarda ele geçen silahlann bir kısmının menşeini tespit etmek mümkün olamamaktadır. Terörle mücadele kapsamında icra edilen operasyonlarda, PKK terör örgütünden ele geçirilen silahlar ile bu silahlar ile bu
silahlardan menşei belli olanların miktarları ve ülkelere göre dağılımları çizelgelerde gösterilmiştir." Denilmektedir.
Çizelgelere göre; 1984-OCAK 2006 dönemine ait olarak;
Şeklinde olduğu görülmüştür.
3. İçişleri Bakanlığı
Komisyonumuzun 26.01.2006 tarih, 79 sayılı yazısına cevaben İçişleri Bakanlığının 10.02.2006 tarih, Öz.Klm.Md./165 sayılı yazısı ile istenilen bilgilerle ilgili olarak yazı ekinde Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Toplumla İlişkiler Daire Başkanlığı Bilgi Notlan gönderilmiştir. Buna göre;
a) Emniyet Genel Müdürlüğü Komisyonun talebine binaen Müsteşarlık Özel Kalem Müdürlüğünün 31.01.2006 tarih, 108 sayılı yazısı üzerine Emniyet Genel Müdürlüğünün 09/02/2006 tarih, 837-29436 sayılı cevabi yazısında;
a.l. Komisyonun Genelde Türkiye'de, özelde Doğu ve Güneydoğu ile Hakkâri
bölgesinde meydana gelen terör olaylarının nedenleri ve bu olayların önlenebilmesine ilişkin yapılan çalışmalar ile hazırlanan güncel raporların tasdikli birer suretinin gönderilmesi talebine ilişkin olarak;
"Terörün Nedenleri ve Yapılan Çalışmalar" başlıklı değerlendirmelerin EK-l'de
sunulduğu, "hazırlanan güncel raporların tasdikli birer suretinin gönderilmesi" talebiyle ilgili olarak, ülke genelinde meydana gelen olayların kayıtlarının Genel Müdürlükçe olay bazında tutulduğundan "Güncel Raporlama" sistemi bulunmadığı belirtilmiştir. Buna göre;
TERÖRÜN NEDENLERİ VE YAPILAN ÇALIŞMALAR
1.GİRİŞ
Bilindiği gibi ülkemiz, tarihi geçmişi, jeopolitik ve jeostratejik konumu itibariyle
dünya güç odaklarının, siyasal, kültürel ve sosyo-ekonomik çıkar çatışmalarının merkezinde bulunmaktadır.Bu yüzden gerek sıcak savaş ve gerekse soğuk savaş dönemlerinde ülkemiz, birçok dış tehdide maruz kalmıştır.Ekonomik, sosyal-kültürel ve eğitsel sorunlar terörün iç kaynaklı sebeplerini ön plana çıkarmıştır. Ülkemiz son 30-40 yıl içerisinde S terör dalgası ile karşı karşıya kalmış ve neticesinde 40 bin insanımız hayatını kaybetmiştir.
Bunlardan ilki ASALA terör örgütünce dış temsilciliklerimize yapılan saldırılarla
başlamış, dış temsilciliklerimiz de görevli 34 vatandaşımız şehit olması ve 15 vatandaşımızın yaralanması ile sonuçlanmıştır.
İkinci dalga olarak ülkemizde 1968'1 i yıllarda ideolojik sağ sol çatışması başlamış ve 5 bin vatandaşımız hayatını kaybetmiş, ülke kaos ortamına sürüklenmiştir. Üçüncü dalga olarak, soğuk savaş döneminin anti komünist stratejisinin taktiksel faaliyetleri neticesinde, dini duygulan sömürmek suretiyle cephe ve askeri kanat faaliyetlerine taraftar toplayan dini motifli terör örgütleri gündeme gelmiştir. Dördüncü dalga olarak, 1980 öncesinde sağ-sol çatışması içerisinde yer alan ve Kürt kökenli vatandaşlanmıza yönelik örgütlenen PKK/KONGRA-GEL terör örgütü, 1984 yılında Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla adını duyurmuş ve hâlâ günümüze kadar faaliyetlerine devam etmektedir.
Son terör dalgası olarak, 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleşik Devletlerinde
meydana gelen terör saldırısından sonra Selefi görüşe mensup örgütler ve El Kaide Bağlantılı Uluslararası terör grupları varlıklarını göstermiş, Ülkemizde de çeşitli intihar saldınlan ile birçok vatandaşımızın hayatını kaybetmesi ve yaralanmasına yol açmıştır.
2. TERÖRÜN NEDENLERİ
Terörizm, genel olarak geri kalmış veya gelişmekte olan ülkelerin içerisindeki sosyal, ekonomik, kültürel gibi bir çok alandaki eksikliklerin istismar edilmesine bağlı olarak; zaten var olan ya da sun'i olarak oluşması sağlanan ihtilalci fikir ve hareketlerin, belirli bir amaç için harekete geçirilmesi neticesinde ortaya çıkmaktadır. Sosyo-politik bir hastalık olarak da görülebilecek terörizm, tek bir nedene bağlı gelişen bir hastalık değildir. İç ve dış unsurların etkisiyle başlamakta ve yine bu unsurların etkisiyle ağırlaşmaktadır.
Terör, genelde doğrudan şiddet unsuru ile birlikte kendim kamuoyu gündemine
taşımakta ve ismini en etkin şekilde kamuoyuna duyurabilecek bir eylem tarzı ile aktivitesine başlamaktadır.
Terörizm olayı sadece şiddet kalıbı içerisinde sınırlı kalmamaktadır. Bazen önce
çeşitli legal ve kabul edilebilir protesto şekilleri içerisinde ortaya çıkmakta, toplantılar, gösteriler gibi dışa vurmalarla kendini hissettirmeye çalışmaktadır. Daha sonra illegal, hafif şiddet eylemlerine, ileri aşamada ise, münferit öldürmelerden, toplu katliamlara ve profesyonel tarzda suikast ve sabotajlara kadar varan eylemlere dönüşmektedir. Kısaca maddeler halinde sıralamak gerekirse;
İÇ ETKENLER:
•Ekonomik sorunlar,
•Kültürel dejenerasyon,
•Eğitimin yeterli ve etkin düzeyde yaygınlaştınlamaması,
•İdari ve adli mekanizmada yoğunluk,
•Çarpık kentleşme,
•Aile içi olumsuzluklar, gençliğin başkaldırı ve kendini ispat etme duygusu,
•öç alma duygusu,
• Suçluların ıslahında yeterli olunamaması,
Dış Etkenler:
•Ülkenin jeopolitik ve jeostratejik konumu,
•Ülkenin ve doğal kaynakların kullanımı, işletilmesi ve paylaşımındaki diğer
devletlerin çıkar hesaplan,
•Komşu ülkelerin ve bazı devletlerin tarihi geçmişe dayalı hasmane tutum ve
politikaları,
•Bölgedeki ülkelerde süregelen savaşlar ve iç çatışmaların oluşturduğu otorite
zayıflıklarının neden olduğu siyasi istikrarsızlık ve bunların terör örgütlerinin ortaya çıkmasına uygun zemin oluşturmasıdır.
3.TERÖRLE MÜCADELEDE YAPILAN ÇALIŞMALAR
Güvenlik kuvvetleri, ülke bütünlüğümüz ve birliğimiz aleyhine faaliyet gösteren terör örgütlerine karşı yıllardır sürdürülen mücadelede hep ilk sırada yerlerini almış ve basan ile görevlerini yerine getirmenin kararlılığını taşımıştır.
Terörle mücadele faaliyeti, sadece bir suçla mücadele faaliyeti olmayıp, devletin
varlığı ve bütünlüğü, vatandaşın huzur ve güven içerisinde hayatım sürdürmesi mücadelesidir. Bu bakımdan, terörle mücadeleye yönelik çalışmalar birbirinden farklı bir çok alanda yürütülmüş ancak birinci hedef olarak terörün ortadan kaldırılması seçilmiştir. Bu çalışmaların önem arz edenleri aşağıda sıralanmıştır.
•Terörle Mücadele Kanunu'nun çıkarılması
•Olağanüstü Hal Bölge Valiliğinin kurulması
•Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kurulması
•Uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi
•F Tipi Cezaevlerinin kurulması
•Geçici Köy Koruculuğu sisteminin geliştirilmesi
•Sınır güvenlik tedbirlerinin artırılması
•Pişmanlık yasası olarak bilinen kanunların çıkarılması
•Örgütlerin önemli finans kaynaklarından uyuşturucu madde kaçakçılığı, insan kaçakçılığı ve işçi simsarlığına yönelik etkili mücadele
•İstihbarat hizmetlerinde çağdaş gelişmelerin sağlanması
•Terörle Mücadele Daire Başkanlığının kurulması "özel Harekat Daire Başkanlığı'nın kurulması
Sonuç olarak; tarihi süreç içerisinde uygulanan yukarıdaki tedbirler sonucunda
demokratik hukuk kuralları içerisinde bir çok terör örgütü tamamen etkisiz hale getirilmiş, bir kısmı ise marjinal seviyelere çekilmiştir.
Terörle mücadele sadece bir güvenlik sorunu olmayıp tüm kamu kurum ve kuruluşları sivil toplum örgütleri, basın ile birlikte çok geniş bir yelpazede mücadele edilmesi gereken bir olgudur.
Geçmişte yerel ya da bölgesel olan terörizm, bugün çözülmesi gereken küresel bir fenomen haline gelmiştir. Bu sebeple, mücadeleye katılan ülkelerin statüsü ne olursa olsun, Uluslararası işbirliği büyük öneme sahiptir.
Uzun yıllardır terörizmin çirkin yüzüyle karşı karşıya kalan bir ülke olarak Türkiye, kendi açısından terörle mücadelede Uluslararası işbirliğini artırmaya yönelik her zaman aktif katkı sağlamaya kararlı ve azimlidir."
Denildiği,
a.2. Genelde Türkiye'de özelde Doğu ve Güneydoğu ile Hakkâri bölgesinde
faaliyet gösteren terör örgütleri tarafından kullanılan silah ve sair mühimmatın menşei, cinsi, sayılan ve menşei olan ülkelere göre mukayeseli dağılımının bir liste halinde çıkarılarak, ayrıca örgütlerin bu malzemeleri edinme yol ve yöntemlerini de belirten gerekli bilgiler talebine ilişkin olarak;
"Terör Örgütlerinin Silah Mühimmat Ve Malzemeleri Edinme Yollan" başlıklı
değerlendirme ve tstatistiki tablolar Ek-2'de sunulmuş olup buna göre;
Ek-2'de yer alan tablolar incelendiğinde;
b. Terör örgütü Mensuplarınca Kullanılan Bazı Ülkelere Ait Silahlar tablosuna göre;
1. ABD: Tabanca (Browning, Walter, Barebellum, Star, Astra, FN, Vzor) ve Tüfek (G-l)
2. Bulgaristan : Tabanca (MP-5,Ferbicca, Parebellum, Walter, Hage, Barabellum, Fireburt, Makarov, Takarov, Astra) ve Tüfek (Kaleşnikof, Mauser, G-3)
3. ABD: Tabanca (Stern, Colt, Smith Wesson, Ruger, Tomson, MK-2) ve Tüfek
(Tomson, M16)
4. Rusya: Tabanca (Takarof, Makarof), Tüfek (Kaleşnikof, Mauser, RPD, Smirnof, Bixi, Kannas) Roketatar (RPG, Lav), Bomba (Uzg-Rum-F-1)
5. İspanya :Tabanca (Star, Lama, Astra, Parabellum, Colt)
6. İtalya: Tabanca (Baretta, lö'lı Baretta, Renatogam, Map, Bernandeli, Star)
7. Çekoslovakya: Tabanca (Ceska, Visor, CZ, Skorpin, Zbrojoka, Vzor, CZ-75)
8. Fransa: Tabanca (Map, Ermes Unigve, Fransız Onlusu, Unigue)
9. Macaristan: Tabanca (Walter, Browning, Takarov) ve Tüfek (Kaleşnikov)
10. Polonya: Tabanca (Polish) ve Tüfek (Kaleşnikov)
11. İngiltere : Tabanca (Parabellum) ve Tüfek (Enfield, Sterling)
12. Romanya : Tabanca (Takarov) ve Tüfek (Kaleşnikov, Bixi)
13. Irak: Tabanca (Tanq, Saddam)
c. Terör örgütü Mensuplarınca Kullanılan Bazı Ülkelere Ait Mühimmat tablosuna göre;
1. Belçika : MK-2, M-26 El Bombası, TNT-R-4 Havan Mermisi, HE-RFL-33 Tüfek Bombası, M-49-A1 Aydınlatma Mayını, M2-A3 ve M2-A4 Anti Personel Mayını, M-49 M-48 Füze
2. Rusya : F-l.UZRG ve RGD El Bombası, RPG-7 Roketatar, 1 Top Mermisi, F-l Tüfek Bombası, Law Silahı, Hava Savunma Füzesi
3. Almanya : DM-41 El Bombası, HG DM-41 Lançer Mermisi
4. Avusturya : HG 78 ve ARGES El Bombası
5. İsrail: M-26 El Bombası
6. Çin : 82-2S El Bombası, RPG-7 Roketatar
7. Irak : VS-MK2 ve DM-41 El Bombası
8. İtalya: VS-50 ve TS-50 Anti Tank Mayını
9. Güney Kore : TM.M.62 Anti Tank Mayını
10. Yugoslavya: RBR-M80 Law Silahı
11. İngiltere : MİLLS 36 El Bombası
12. İran : Y3PRM ve F-l El Bombası
13. Brezilya: Tüfek Bombası
14. Singapur : Lav Silahı
15. Belçika: RPG-7 Roketatar Şeklinde olduğu, Terör örgütlerinin Silah Mühimmat Ve Malzemeleri Edinme Yolları başlıklı değerlendirmede ise;
"...Terör örgütü kamplarının bulunduğu bölgelerin ilgili ülke tarafından yıllardır
kontrol edilemeyişi, bölgede her türlü terörist ve kaçakçılık faaliyetlerinin sıcak takibinin yapılamaması sonucu, ülkemiz ile Irak ülkesinin sınır boyunun takip ve kontrolüne imkan vermeyen coğrafi şartlar sebebiyle, Irak'ın Kuzeyinden ülkemize yönelik terörist unsurlarla birlikte her türlü silah, patlayıcı ve mühimmat girişi yapılmaktadır. Söz konusu silah ve mühimmatlar eylem amaçlı Irak'ın Kuzeyindeki Kamplarda Yurt içerisine gönderilen militanların beraberinde sokulduğu gibi militanlar dışında, örgüt kuryeleri aracılığı ile sınır kapılarından küçük paketler halinde ticari amaçlı giriş yapan kamyonlar ve diğer araçlarla veya terör örgütüyle şehir merkezlerinde irtibatı sağlayan "kurye" veya "milis"
olarak tabir edilen "yerel destekçi" şahıslar vasıtası ile güvenlik kontrolünden uzak dere yatakları, sarp dağlık alanlar kullanılarak yurt içerisine sokulduğu değerlendirilmektedir.
Ayrıca, Terör örgütün şiddet içerikli eylemlerde kullandığı silah ve diğer mühimmatın (El bombası, mayın, fünye vb.) yanı sıra özellikle 2004 yılından itibaren yurt içerisinde kırsal ve yerleşim birimlerinde sabotaj ve bombalama amaçlı kullandığı plastik patlayıcıların terör örgütünün eline ne şekilde geçtiğine yönelik yapılan çalışmalarda; söz konusu patlayıcıların Portekiz imalatı (A-4) olarak tabir edilen patlayıcılar olduğu, plastik patlayıcıların üzerinde
"PE-A4 230 g LOT SPE 38-10/83" ibarelerinin olduğu, operasyonlarda ele geçirilen bu patlayıcılar üzerinde bulunan kafile/stok numaralarından imal yerinin Portekiz Devletinin olmasının anlaşılması üzerine söz konusu Devletle yapılan yazışmalarda patlayıcıların Portekiz-Spei isimli kuruluş tarafından 1981-1984 yıllan arasında üretildiği, 1979 ve 1982 tarihli geçici anlaşmalar çerçevesinde söz konusu kuruluş tarafından Irak Savunma Bakanlığı Tedarik ve Donatım Müdürlüğüne teslim edildiği anlaşılmıştır."
Değerlendirmelerinin bulunduğu görülmektedir.
b) Jandarma Genel Komutanlığı
Komisyonun talebine binaen Müsteşarlık Özel Kalem Müdürlüğünün 31.01.2006
tarih, 108 sayılı yazısı üzerine Jandarma Genel Komutanlığının 08 Şubat 2006 gün ve HRK: 2030-48-06/Asyş.D.Ter.Oly.Ş.Ter.Oly.Ks..(38500) sayılı cevabi yazısı ve eklerinde; b.l. Komisyonun Genelde Türkiye'de, özelde Doğu ve Güneydoğu ile Hakkâri bölgesinde meydana gelen terör olaylarının, nedenleri ve bu olayların önlencbilmesine ilişkin yapılan çalışmalar ile hazırlanan güncel raporların tasdikli birer suretinin gönderilmesi talebine ilişkin olarak;
9 CU BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR..
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder