24 Şubat 2019 Pazar

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 26

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 26



Harun AYIK ( ŞEMDİNLİ C. SAVCISI) 

Hanın AYIK anlatımında; "Halk sakinleşirse dışan çıkıp çalışabilir, tanıkları belki 
olay yerinde dahi dinleyebiliriz. İlk başta güvenliğin sağlanmasını bekliyoruz. Pasaj içinde ve araç üzerinde inceleme yaptık. Araç jandarmaya aittir. Bombalı patlamaya sebep oldukları iddia edilen 3 kişi jandarma istihbarat görevlisidir ve görev amaçlı Şemdinli'ye gelmişlerdir. 

Henüz ifadelerini almış değiliz. Bu şahıslardan gözaltında olanın bombayı atıp 
atmadığı dahi henüz belli değildir. Araç pasajdan 70 m uzaktadır. Muhtemelen bunlar atmadılar. Nasıl tutuklayalım. Şahsın bombayı attığını gören yok. İkinci saldırıyı yapanın kimliği ise bellidir. Üç kişiden ikisinin kimliği hakkında ise bir bilgim olmadığı gibi bu kişilerin görevlendirildiğine dair de bilgim yok. Bu konu zaten acil de değil. İleride bakarız. Bu üç şahsın üçü de şüpheli konumundadır. Sadece biri göz altındadır. Aslında bu olayda yoğunlaşmış bir şüphe de yoktur. Şüpheli bile denemez aslında. Vatandaşın çok ufak bir iddiası var. Kaldı ki dosyada da bir delil yok." şeklinde konuşmuştur. 

Heyetimiz; ikinci olayı gerçekleştiren Tanju ÇAVUŞ adlı uzman çavuşun ifadesinin niçin alınmadığını sormuş ve savcı cevaben: "Biz ikinci olayı gerçekleştiren kişinin kimliğini bilmiyoruz." Şeklinde çelişkili beyanda bulununca bu kez heyetimiz; "Az önce bu şahsın kimliğini bildiğinizi söylediniz. Bu çelişki değil midir?" demiş, bunun üzerine savcı "bu halkın iddialarıdır" şeklinde cevap vermiştir. 

Heyetimizce bayramdan bir gün önce meydana gelen şiddetli patlamanın da aynı kişilerce gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği sorulmuş ve cevaben: "Bu tür olayların aydınlatılması neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla faillerinin bulunması zor görünmektedir" demiştir. 

İSMİNİN RAPORDA AÇIKLANMASINI İSTEMEYEN ŞAHIS : 

İsmini açıklamamızı istemeyen ancak bilgi ve görgüsünü heyetimizle paylaşmak 
isteyen bir kişi ise anlatımında : "Ben patlamayı gerçekleştirdiği iddia edilen kişilerin aracının yanında idim. Bagaj açıldığında içinden silah ve patlayıcı maddelerin dışında bir dosya çıktı. 
Bu dosya patlamanın meydana geldiği işyerinin sahibi olan Seferi YILMAZ'ın eskiden yargılandığı dosyanın fotokopilerini, şahsın önden, arkadan ve profilden çekilmiş fotoğraflarını, o gün meydana gelen patlamanın yerini gösteren bir krokiyi ve bayramdan bir gün önce ilçemizde meydana gelen patlamanın yer ve çevresini gösteren başka bir krokiyi de içeriyordu. Gördüğüm kadarıyla savcı bunları tesbit etti Zaten tespit esnasında kamera çekimi de yapılıyordu." şeklinde beyanda bulunmuştur. 

Kerim KAÇAR (Silahlı tarama olayında yaralanıp Yüksekova Devlet Hastanesinde 
yatan şahıs): 
Heyetimiz Şemdinli dönüşünde Yüksekova Devlet Hastanesine uğrayarak yaralanan 4 kişiyle görüşme imkanı bulmuştur. Bu şahıslardan Kerim KAÇAR beyanında: "Ben 9 kasım da meydana gelen olayda çenemden ve karaciğerimden yaralandım ve bu yüzden hastanede yatıyorum. Ancak sizlerle paylaşmak istediğim çok önemli bir izlenimim daha var. Bayramdan 
önce meydana gelen ve 67 işyerinin zarar gördüğü ve çok sayıda kişinin yaralandığı gece ben çarşı içinde Fenerbahçe Schalke-04 maçını izlemekteydim. Dakika 63 idi. Çok şiddetli bir patlama sesi geldi. Çıktığımızda o korkunç patlamanın meydana geldiğini gördüm. Ancak daha maç başlamadan önce patlamanın meydana geldiği caddeden geçerken askeri gazinonun 
bomboş olduğunu görmüştüm. Oysa bu gazino her zaman için bu saatlerde, hele hele maç günlerinde tıklım tıklım olurdu. Kaldı ki gazinoda dev ekran bir televizyon da bulunmaktaydı. 

Aklıma askeri kesimin bu patlamadan haberdar olabileceği kuşkusu geldi. Aynı zamanda patlama yerinin görüş alanında olan evlerde ikamet eden askeri personelin de o gece aileleriyle birlikte başka yerlere misafir gitmiş olmalarını da manidar buldum. Dolayısıyla ben bayram öncesi gerçekleştirilen eylemin de bu şahıslar tarafından gerçekleştirildiğini düşünüyorum " şeklinde konuşmuştur. 

HEYETİMİZİN YAPMIŞ OLDUĞU TESPİTLER 

Heyetimiz yapmış bulunduğu ayrıntılı araştırma ve inceleme sonucunda aşağıda 
belirtilen tespitlere ulaşmıştır. 
Şemdinli'de 9 Kasım günü meydana gelen olaylarda; 3 ayrı olayda ölüm ve yaralanma meydana gelmiştir. İlkin; pasaj içindeki kitabevine yapılan bombalı saldın olayında bir kişi ölmüş, bir kişi de yaralanmıştır. İkinci olarak; Araçta yakalanan şahısların emniyete götürülmesi sonrası emniyet önünde toplanan halkın üzerine ateş açılması sonucu iki kişi yaralanmıştır. Üçüncü olarak; savcı tarafından yapılan olay yeri incelemesi esnasında hızla halkın üzerine aracını süren ve Tanju ÇAVUŞ isimli uzman çavuş olduğu iddia edilen kişinin 
silahlı saldırısı sonucu 4 kişi yaralanmış, bir kişi de ölmüştür. 

Savcının beyanına göre; 3O.AK.933 plakalı araç Jandarma tarafından kullanılan bir araç olup bu araçta bulunan ve şüpheli konumunda olan üç kişi JİT görevlisidir. 
Sonradan halkın üzerine ateş açan şahsın kim olduğu halk tarafından ismen, ev adresi ve resmi unvanı ile birlikte bilinmesine rağmen savcı bu kişinin kimliğini bilmediğini beyan etmiştir. Ancak savcının bu konudaki çelişkili beyanları heyetin dikkatinden kaçmamıştır. Her iki olayın hiçbir şüphelisinin ifadesini savcı alamamıştır. Şemdinli halkı olaylar akabinde güvenlik güçlerinin sanıkları serbest bırakması ve yakalamaması üzerine kamu otoritesine olan güvenini yitirmiş olup infial halindedir. 

AYDINLATILMASI GEREKEN HUSUSLAR : 

1. Araçta yakalanan ve JİT görevlisi olduğu iddia edilen bu kişiler kendi iradeleriyle mi Şemdinli'ye gitmişlerdir? 
Araç ve jandarma personeli hangi amaçla Şemdinli'ye gönderilmiştir? 
Kaç kişi görevlendirilmiştir? 
Görevlendirmeyi kim yapmıştır? 

2. Bir örneği de tespitte hazır bulunan bir avukata verilen "araç tesbit tutanağı'na 
geçirildiği gibi bagajda saldın düzenlenen işyerinin krokisi hangi amaçla bu JİT görevlileri tarafından kullanılmıştır? Aynı şekilde Seferi YILMAZ'm yargılandığı eski dosyası ile fotoğraflarının araç bagajında bulunmasının sebebi nedir? Madem ki bu üç şahıs sadece oradan geçiyor idiyseler neden araçlarında bombalanan işyeri nin krokisini, Seferi YILMAZ'ın önden arkadan ve yandan çekilmiş fotoğraflarını ve eski dosyasını taşıyorlardı? 

3. Delil karartma ihtimali kuvvetle muhtemel bulunmasına rağmen savcı neden 
şüphelileri derhal dinlememiştir? Savcının bu şüphelileri derdest etmesine engel nedenler var mıdır? Askeri güçlerin savcıya şüphelileri teslim etmediği iddiaları doğru mudur? 

4. İsmi bizde saklı olan şahsa dayanarak almış olduğumuz bilgilere göre; savcı 
tarafından tutulan Araç Arama Tesbit Tutanağı'nda yer alan, bayramdan bir gün önce meydana gelen ve 67 işyerinin tahribi ile çok sayıda kişinin yaralanmasma yol açan bombalı eylemin yapıldığı yerin krokisi ile son bombalama olayının gerçekleştiği işyerinin krokisinin aynı araçta yer alması tamamen bir tesadüf eseri midir? Bunun izahı nedir? 

5. Araçta yakalanan iki kişi ile sonradan halicin üzerine ateş açtığı iddia edilen kişi neden henüz göz altına alınmamıştır? Olaylar nedeniyle neredeyse tüm güvenlik güçleri ve savcı olay yerinde iken neden ateş eden bu kişi derhal yakalanmamış, takip edilmemiş kim olduğu bugüne kadar tespit edilmemiş veya savcıya bildirilmemiştir? 

6. Bayramdan bir gün önce meydana gelen çok şiddetli patlamayı da mı aynı kişi ya da kişiler gerçekleştirmiştir? Bunun yanında uzun süreden beri meydana gelen benzer patlamalarda mı aynı kişi ya da kişilerce gerçekleştirilmiştir? 

7. Bombayı attığı iddia edilen kişinin kaymakam tarafından Hakkâri ili nüfusuna 
kayıtlı bir şahıs olduğu iddia edilmiştir. Bu sansın avnca itirafçı olduğu yönünde basında haberler ver almıştır. Bu husus doğru mudur? Doğruysa bu şahıs bövle işler için kullanılmakta mıdır? Bundan önce başkaca eylemlerde de kullanılmış mıdır? 

8. Görgü tanıklarının hemen tamamının benzer anlatımlarında geçtiği üzere patlamanın ardından halktan insanlar patlamanın olduğu yere yönelirken kamu görevlisi olan bu kişiler neden olay yerinden uzaklaşmaya çalışmışlardır? Bu ve benzeri olaylar karşısında kamu görevlisinden beklenen tutum bu mudur? 

9. Halkın yakalayıp polise teslim ettiği bu üç kişiden ikisi nasıl ve ne şekilde polisin elinden kurtulmuştur? Bu kişilerin JİT elemanı olması polisin onlan serbest bırakmasını bir şekilde etkilemiş midir? Polisin bu kişileri savcıya götürmeden serbest bırakma yetkisi var mıdır? Yoksa bu yetkiyi savcıdan mı almıştır? 

10. Araç bagajında bulunan el bombalan ve uzun namlulu silahlar JİT envanterinde kayıtlı mıdır? Bu kişilere teslim edildiği zimmet defterlerinde kayıtlı mıdır? 

KANAAT: 

Heyetimiz yapmış bulunduğu inceleme, araştırma ve etraflı görüşmeler sonucunda aşağıdaki kanaatlere ulaşmıştır: 

1. Şemdinli İlçesinde 9 Kasım 2005 günü meydana gelen patlama sonrası JİT 
görevlilerinin olay yerine gitmeleri gerekirken olay yerinden kaçmaya çalışmaları, görgü tanıkları Seferi YILMAZ, Muharrem TEKİN, Zeydan ÖZEL ve Tahir ERBAŞ'in birbirini tamamlayan beyanları, araç bagajında el bombası, bol miktarda mermi ve üç adet kaleşnikof bulunması, şüphelilerden birinin polis ile birlikte gitmek yerine kaçmayı tercih etmesi, işyerine saldın düzenlenen kişinin PKK üyeliğinden hapis yatmış biri olması, savcı tarafından tutulan araç tespit tutanağına geçirildiği gibi bagajda Seferi YILMAZ'ın işyerinin krokisinin 
bulunması bütün şüpheleri bu üç görevli üzerinde yoğunlaştırmaktadır. 

2. Araç Tesbit tutanağına da geçirildiği gibi; araçta bayramdan bir gün önce meydana gelen ve 67 işyerinin tamamen tahrip olması ve çok sayıda kişinin yaralanması ile sonuçlanan bombalama eyleminin gerçekleştiği yerin krokisinin de çıkması bu eylemin de aynı kişi ya da kişiler tarafından gerçekleştirildiği yönünde ciddi anlamda kuşku yaratmış bulunmaktadır. 

3. Bu olay devlet içinde hukuk dışı hareket eden bir grubun halen aktif olduğu 
kanaatini doğurmuştur. 

4. JİT görevlileri bu tür faaliyetlerinde daha önce suça karışmış itirafçı tabir edilen şahıslar halen kullanmaktadırlar. 

SONUÇ: 

Heyetimiz sivillere yapılan saldırı sonucu meydana gelen olaylarda yaşam hakkının ihlal edildiği, vücut bütünlüğüne saldırıların olduğu, mülkiyet hakkının zarar gördüğü sonucuna varmıştır. 
Şemdinli halkı olaylar akabinde güvenlik güçlerinin sanıkları serbest bırakması ve yakalamaması üzerine kamu otoritesine olan güvenini yitirmiş olup infial halindedir. Bunun giderimi ve güvenin yeniden tesisi için mümkün olan mekanizmalar ivedilikle harekete geçirilmelidir. 
Bu sebeple heyetimiz raporun sonuç kısmında iki önemli çağn yapmayı uygun 
bulmuştur: 
Bu olayı araştırmakla ilgili olarak TBMM tarafından derhal bir Meclis Araştırma 
Komisyonu oluşturulmalıdır. Aksi taktirde olayın niteliği itibariyle delillerin karartılması ihtimali oldukça yüksek görünmektedir. 

Şemdinli C. Başsavcısının tek başına bu olayın üstesinden gelemeyeceği kanaati hasıl olduğundan Adalet Bakanlığının bu olayla ilgili ayn bir savcı görevlendirmesi önerilir. Başbakan, Adalet Bakanı, İçişleri Bakanı ve Genel Kurmay Başkanı'nın olayın ciddi şekilde araştırılacağı yönlü kamuoyunu tatmin edici açıklamalar yapması gerekmektedir." Biçiminde açıklanmıştır. 


27. CI BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder