24 Şubat 2019 Pazar

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 3

ŞEMDİNLİDE UMUT KİTABEVİNDE MEYDANA GELEN PATLAMA OLAYI. BÖLÜM 3


İş adamı Ali İhsan KAYA 26.01.2006 tarihinde Komisyonumuza verdiği ifadede; Ali KAYA'yı tanıdığını, 1994 veya 1995 yılında Diyarbakır'da yaklaşık 90-100 iş adamı, çiftçi, esnaf, müteahhitlerin içinde olduğu Arteş (K) Engin KARADAĞ isimli birinin ifadesinde verdiği listede adı geçenlerin hepsinin örgüte yardım etmeleri iddiasıyla ifadesinin alındığını, Ali KAYA'yı oradan ifadesini aldığı için tanıdığını, kendisine bu sırada kötü muamele yapılmadığını ve kendisinden yasa dışı bir şey talep edilmediğini, özel bir samimiyeti, bir dostluğu, görüşmüşlüğü falan olmadığını, belki beş alü yıldır, belki sekiz yıldır da hiç görmediğini, ifadesini alıp, mahkemeye götürdüğünü, mahkemede de o yardım etmiş denilen 
örgüt üyesi ile yüzleştirildiğini, o kişinin de "böyle bir şey yoktur, ben böyle bir ifade de vermedim" dediğini, ilk mahkemede de zaten beraat ettiklerini, Ali KAYA'yı belki şimdi görse de tanımayacağını, en az yedi sekiz senedir de hiç görmediğini, ancak bir iki senede bir telefonla kendisini aradığım belirtmiştir. 
Ancak; Şemdinli Sulh Ceza Mahkemesinin 2005/56 değişik iş sayılı, iletişimin tespiti kararma dayanılarak, Astsubay Ali KAYA'ya ait telefonda yapılan dinlemede, 18.11.2005 günü saat 18.36 da Ali KAYA ile Kaya İnşaat İthalat İhracat Limited Şirketine ait telefonla bir görüşme yapıldığının tespit edildiği incelenmiştir. 

3- Aktüel Dergisinde Ortaya Atılan İddialar 

Ali KAYA ve Ali Osman CİLASUN hakkında başka bir iddia da yine Diyarbakır'daki görev yaptıkları dönemle ilgili olup, Aktüel Dergisinin 19. ve 22-28 Kasım 2005 tarihli sayısında " Şemdinli'deki kilit isim Jandarma Başçavuş Kaya hakkında altı yıl önce suç duyurusu yapılmıştı, "Ali KAYA Diyarbakır JİTEM'den tanıdık!" başlığı altında Murat YALNIZ imzalı yazıda: 
"O şu anda gündemin bir numaralı ismi. Kimine göre Şemdinli'de ortaya çıkarılan İkinci susurluk Skandalı'nın anahtarı, kimine göre de PKK provokasyonunun kurbanı resmi bir görevli! 
Ali KAYA hakkında önceki görev yeri Diyarbakır'da 1999'da yapılmış bir suç 
duyurusu var. O suç duyurusu dikkate alınsaydı belki de Şemdinli olayı olmayacak ya da Kaya o olayda yer almayacaktı... 
Ali KAYA adı ilk kez, 27 Eylül 1998'de Diyarbakır'da Fethi İPEK'in öldürülmesiyle 
ilgili dosyada gündeme geldi. Cinayetin ardından Diyarbakır Jandarma Kaçakçılıkla Mücadele Şubesi Müdürü Yüzbaşı Coşkun BAY AR, Astsubay Levent TOĞRUL, Uzman Çavuşlar Serdar KARABULUT, Mehmet YÜKSEL ve Mustafa ALNAK ile JİTEM muhbiri Ali YILDIZ "İpek'i para karşılığı öldürmek ve çete kurmak" iddiası ile tutuklanıp yargılandı. 

Yargılama sonunda Yüzbaşı Coşkun BAYAR beraat etti, muhbir Ali YILDIZ müebbet hapse mahkum edildi. Dava sırasında Yüzbaşı Coşkun BAYAR'ın avukatları müvekkillerini savunurken olayı şöyle anlattı: İpek'in 27 Eylül 1998'de öldürüldüğü gece Yüzbaşı Coşkun BAYAR Diyarbakır'daki kolorduda nöbetçiydi. Dönemin Jandarma Genel Komutam Rasim BETİR'in yeğeni olan BAYAR, Kolordu Komutan Yardımcısına cinayet nedeniyle Ali YILDIZ isimli bir muhbirden şüphelendiğini söyledi. Ali YILDIZ gözaltına alınarak sorgulanmak üzere Üstçavuş Ali KAYA ve Yüzbaşı Ali Osman CELASUN'a teslim edildi. 

Sorguda suçunu itiraf ederek iki uzman çavuşun da adım veren Ali YILDIZ buna rağmen Üstçavuş Ali KAYA tarafından serbest bırakıldı. Ancak Yüzbaşı BAYAR tekrar devreye girdi ve Yıldız Kolordu Komutan Yardımcısının talimatıyla yeniden gözaltına alındı. Bunun üzerine Üstçavuş Ali KAYA İpek Cinayetini Bayar'ın üstüne yıkmak için YILDIZ'dan kendisini BAYAR'ın azmettirdiğini ve para vaat ettiğini söylemesini istedi. İddiaya göre KAYA'mn Ali YILDIZ'a bunu yaptırması nın nedenlerinden biri Yüzbaşı BAYAR'ın akrabası Jandarma Genel Komutam Rasim BETİR'in Diyarbakır JİTEM hakkında bir rapor istemesiydi. Üstçavuş Ali KAYA'da JİTEM mensubuydu ve raporda kendi adının ekibinin geçmesinden çekiniyordu... 

Bu iddiaya rağmen Yüzbaşı BAYAR önce 24 yıl hapse mahkum edildi. Ancak 
Yargıtay'daki temyiz aşamasında Ali YILDIZ'ın ifadesini değiştirip Üstçavuş Ali KAYA'yı suçlamasıyla BAYAR hakkında verilen ceza bozuldu. Yeni yargılama sonucundaysa BAYAR beraat etti. Ali YILDIZ'da müebbet hapis cezasına çarptırıldı. O günlerde dava dosyasına bir ihbar mektubu eklendi. Mektup'ta "İpek'in kan davalı olduğu bir aşiretin mensuplarının öldürttüğü, bu iş için Üstçavuş Ali KAYA'ya ve Yüzbaşı Ali Osman CELASUN'a belli bir miktar para ödendiği" yazıyordu. Yüzbaşı BAYAR'ın avukattan ÜSTÇAVUŞ Ali KAYA hakkında rüşvet, sahte evrak düzenleme, BAYAR'ın dolaplarının kırılması ve ifade alma kurallarının zorlanması iddiasıyla mahkemeye suç duyurusunda bulundu. Ancak mahkeme delillendirilmemiş olduğu gerekçesiyle bu suç duyurusunu reddetti ve olay böyle kapandı. 
Beraat eden ve bugün yarbay rütbesinde olan Coşkun BAYAR bir başka ilde görevli. 
Müebbet hapis cezasına mahkum edilen Ali YILDIZ birkaç yıl sonra aftan yararlanıp çıktı ve bir cinayete kurban gitti. 

Astsubay Ali KAYA ise Temmuz 20O4'te yeni görev yeri Hakkâri Jandarma 
İstihbaratta göreve başladı ve yeni görevinde 1,5 yılım tamamlarken Şemdinli'de yine gündeme geldi." 

Biçiminde konu hakkında yorum yapıldığı görülmüştür. 

Komisyonumuzca istenilenilen Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin 
2000/127-279 esas-karar sayılı dosyası incelendiğinde ise; Sanıklar Ali YILDIZ, Jandarma Yüzbaşı Coşkun BAYAR, Uzman Çavuş Mustafa ANNAK ve Astsubay Levent TORGUT haklarında cürüm teşekkülü oluşturmak, cebri irtikap, teşekkül halinde uyuşturucu bulundurmak ve taammüden adam öldürmek suçundan yapılan yargılama sonunda Ali YILDIZ hakkında önce idam cezası verilmiş daha sonra müebbet ağır hapis cezasına çevrildiği, diğer sanıkların uzun süre tutuklu kaldıktan sonra beraatlerine karar verildiği, Ancak olayın soruşturma şamasında Ali Osman CİLASUN ve Ali KAYA'nın sorgulanan sanık Ali YILDIZ'm ifadesini Yüzbaşı Coşkun BAY AR aleyhine yönlendirdikleri iddia edilmiştir. 

Bu bağlamda; 

Tanık Seyfullah ÇURAL Diyarbakır DGM Başsavcılığı 'na 27.10.2005 günü verdiği 
yeminli ifâdede; 
" Ben sanıkları uzaktan tanırım. Hiçbir samimiyetim de yoktur.Ancak Coşkun 
BAYAR Yüzbaşıyla uzman çavuşları göz altına alınıp sorgulandıklarım duymuştum. Sanıklar göz altında iken hatırladığım kadarıyla 08 Ekim 1998 günü iş yerine giderken sabah saat sekiz sıralarına doğru sorgulamada görevli olduğunu bildiğim Astsubay Hacı Ali KAYA ile karşılaştım. Hacı ALİ KAYA'ya işi çözüp çözemediklerini sordum. Bana çözdük dedi. O zaman Yüzbaşı Coşkun BAYAR'ın durumunu sordum. Onun da işini bitirdim, o da çözüldü 
demişti. Hatta Yüzbaşı ile ilgili bu sözleri söylerken söylediğini sol elini yumruk yapıp, sağ eli avuç içi ile vurarak söylemişti. Bu davranışından ve söyleyiş şeklinden özellikle Yüzbaşıya karşı sorgulamada kasıtlı davrandığı intibaını edindim." 
Sanık Ali YILDIZ 05.11.1998 tarikinde C Savcılığına verdiği ifade de; 
"... Sorguya alındım. Mahkemeye çıkarılıncaya kadar sorguda kaldım. Önce 
bildiklerimi yaşadıklarımı anlatmak istemedim. Ne biliyorsam savcı ve avukat gelsin öyle anlatacağım dedim. Ali Osman Yüzbaşı ve Ali Astsubay bana teminat verdiler. Hatta Alay komutam da geldi. Devlet cinayet işlemez, kim bunu yapmışsa yakasına yapışırız dedi. ben bunun üzerine bildiklerimi anlatmaya karar verdim. Aslında bu kararımda Fethi İPEK'in işkence yapılarak öldürüldüğünü öğrendiğim için şubenin beni de bu şekilde öldürebileceğinden endişelenmem de önemli ölçü de etkili olmuştur.Bu karan verdikten sonra 
da bütün bildiklerimi anlattım. İfademin alındığı şırada kamera da kullanılmıştır. Ben sorgulanmam sırasında işkence ve fena muamele görmedim. İfadem alınıp yazıldı, ifademi de okudum. Okudum ancak bazı benim anlatmadığım şevlerde eklenmiş" 
"... Fethi İPEK öldürülmeden evvel 23S milyon para vermişti. Sorgulanmam sırasında da bu parayı Ali Osman Yüzbaşı ve Ali KAYA Astsubayın yanında benden istemiş, bana bunu Ali Osman ve Ali KAYA söylemişti. Ben de bu parayı vermiyorum demiştim." 
"... Ali Osman Yüzbaşı dürüsttür, seviyorum, anlaşma yaptık, Ali Osman Yüzbaşı 
bana Coşkun Yüzbaşı birkaç tane asker kaçağı yanına alıyor, onlardan faydalanıyor, senin bu işlerde emeğin vardır. Coşkun Yüzbaşı seni satıyor dedi. Hacı Ali KAYA bunu ciğerden söyledi. Musa ÇELİK'i savunuyor. Sana psikopat divor dediği için o şekilde ifade verdim." 
06.07.1999 günü mahkemeye tanık olarak verdiği ifadesinde Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Fikret DEMİRTAŞ; 
"Ali YILDIZ dinlediğim bölümünde başka biri aracında olabileceğini söylemişti, 
ancak hiçbir şeyi kesinlikle hatırlamıyorum, ben o gün hem de esrarın üzerine bira içtim şeklinde bir beyanı vardır. Ben sorguda Ali YILDIZ'ı bir kere dinledim gittim.İstihbarat Şube Müdürünün oturduğu bölümde oturdum dinledim. Ali YILDIZ'ı dinlediğim zaman sorgucular Yüzbaşı Ali Osman CİLASUN ile Astsubay Ali KAYA vardı, ben Ali YILDIZ'ın yanına gittiğimde doğru neyse onu söyle adalet ortaya çıkacaktır mealinde bir şeyler söyledim. Ali YILDIZ'ın da gözleri bağlıydı. Ben Ali YILDIZ'ın kollukta verdiği ifadeyi tamamen incelemedim. Bölüm bölüm şifai dinledim." 

01.07.1999 günü mahkemeye tanık olarak verdiği ifadesinde Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında İstihbarat Şubesinde görevli Astsubay Kd. Üstçavuş Necatin ÖZTURAN; 

" Ben Jandarma Alay Komutanlığında sorguda görevliyim, sorguya almış şekli ve sorgudaki işlemlerle ilgili bilgim vardır. Bunun dışında olayla ilgili başka bir bilgim yoktur.Sorguyu Ali Osman CİLASUN Yüzbaşı ile Ali KAYA Astsubay yaptı, sorguya biz alınmadık, sorgu sırasında zaman zaman Ali Osman Yüzbaşı ve Ali KAYA dışarı çıkıyorlardı. Bu dışarı çıkışlarda Ali YILDIZ'ın 3-4 kez değişik ifadeler verdiğini, yanıltıcı bilgiler verdiğini söylüyorlardı. En son dışarda konuştukları itibariyle yazılı olarak zabıtlara geçen beyanların doğru olduğuna kanaat getirdiler. Alay komutanımız çağrıldı alay komutanımızda dinlediler.Daha sonra sanıklar sevk edildi. Bir seferinde Ali Astsubay dışarı çıktı. Aynı birimde çalıştığımız için sordum, Ali YILDIZ'ın beyanına göre "Coşkun Yüzbaşıya geçti" şeklinde argo bir tabir kullandı ancak kaçakçılık şubesinin tüm elemanlarının bu olayın içinde olduğunu söyledi. Sorgu kısmında kürtçe bilen astsubay olarak 
ben varım bir de sorguda hazır bulunan Ali KAYA bilir. Sorgu personelinden ikimizin dışında bilen yoktur..." 

01.07.1999 günü mahkemeye tanık olarak verdiği ifadesinde Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında istihbarat Şubesinde görevli Astsubay Başçavuş Burhan ALTAŞ; 
".. Olay tarihinde istihbarat tim komutanı olarak görevliydim, Ali Osman Yüzbaşı 
bana bir cinayet işlendiğini bu olayın tahkikatına başlanacağını ekibimi alıp gelmemi söyledi. Biz üç defa Siverek İlçesine gittik.8-9 kişi olarak gidip geliyorduk. Siverek'e vardığımızda İlçe Jandarma Komutanlığının kamelyasında oturuyorduk. Ali Osman Yüzbaşı ve Ali KAYA isimli astsubayda bizimle birlikte Siverek'e gidiyorlardı. Orada bazı kişilerle görüşüyorlardı. 

Bu kişilerle görüşürken bizi yanlarına almıyorlardı. Kimlerle ne konuştukları konusunda kimle görüştüğünü bilmiyorum ancak Çermikte Karahanlılarla bir görüşme yapıldığını biliyorum. Komple birlikte bir yere gitmiştik. O yerin Karahanlılara ait olduğunu söylediler. Hatta birini sordular İstanbul'a gittiğini söyleyince geri döndük. Çermik'e bir defa daha gittik. O zaman da ailesi ve akrabaları ile görüşüldü. Biz daha sonra merkeze döndük. Daha sonra 
Sanık Ali YILDIZ alındı ancak ne şekilde alındığı nasıl gündeme geldiği konusunda sorguda da Ali Osman Yüzbaşı ile Ali KAYA Astsubay görev aldılar. Biz Sorguya alınmıyorduk. Ne oldu bittiğinden haberimiz yoktu. Ben bir keresinde Ali KAYA Astsubay'a sorduğumda Ali YILDIZ'ın küfrederek hikayeler senaryolar uydurduğunu söyledi. Ben daha sonra kendi birimine döndüm." 

04.02.1999 günü mahkemeye tanık olarak verdiği ifadesinde Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında Merkez Karakol Komutanı Mesut KA YHAN; 
" İfadeler sorgu personeli tararından alındı. Görevim gereği sorgu oldukça uzun 
sürdüğü için adli zabıta amiri ben olduğumdan sorguya da zaman zaman gidip gelmek durumunda kaldım. İfadelerin hepsi hemen netleşmemişti. Sanık Ali'nin ifadesi oldukça uzun sürdü. 
... Ali'nin ifadelerinde müsveddelerini hepsim inceledim, en son ifade netleştiğinde beni çağırdılar sorgu kısmında ifadelerin tamamı bitti dediler. Geldiğimde Ali ifadesini imzalamıştı. Hazır bulunan bir kişi olarak sorgu personeli de imzalamıştı. Ben de tamamını okudum ve imzaladım. Ali YILDIZ'a doğrudan doğruya bir şey sormadım. Ancak müsveddelerin hepsini inceledim. Ondan sonra imzaladım." Şeklinde beyanda bulunmuşlar, 

Diyarbakır DGM'nin 1998/286 esas ve 1999/238 karar sayılı ilamının 18. 
sayfasında; "... Sorguda Ali YILDIZ'ın beyanını alan Ali Osman CİLASUN sanık Coşkun BAYAR'ın arkadaşıdır. Her ikisi de şerefli Türk Ordusunun birer mensubudurlar. Ali YILDIZ'ın söylemediği halde bir senaryo uydurarak sırf sanıkları suçlamak için belirtildiği şekilde bir beyan almaları ve bunu zapta geçirmeleri için herhangi bir neden yoktur. Böylesine büyük bir hadisede senaryolarla kendilerinin de mensubu olduğu silahlı kuvvetlerin mensuplarım suçlamaya zan altında bırakmaya söylenmemiş şeyleri söylenmiş şekilde 
yazarak suç isnadına hiçbir silahlı kuvvetler mensubunun başvurmayacağı, böyle bir şey yapmıyacağı düşünülmelidir. Aynca sanıklar vekili tarafından sorguda bulunan Ali KAYA'nm öldürme hadisesinde parmağı olacağı ileri sürülmüşse de Sanıklar Mehmet ve Serdar'in beyanına göre ve bu sanıkların olay yerinde oldukları tartışmasız bulunması karşısında böyle bir iddia da doğrulanamamış tır." 

Sanık Coşkun BA YAR vekilleri Avukat Gültekin MÛFTÜOĞLV ve Avukat Mikail 
ERK Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığına 11.11.1999 havale tarihli olarak verdikleri temyiz dilekçesinde; 

" a) Jandarma yüzbaşı Ali Osman Cilasun ve Astsubay Ali KAYA istihbarat şubesinde görevlidirler.Bu şubenin kolluk niteliği ve adli görevi yoktur ancak, teknik yardımcıdırlar. Bu ikilinin niçin bu şekilde usul dışında sorgu yaptıklarını anlamak mümkün değildir. 

b) Sorguyu bu Udli yapmış ve fakat ifade zabıtlarım sorguda bulunmayan Merkez Karakol K. Astsubay Mesut KAYHAN imzalamıştır. Sorguda bulunmayan bir kişinin, diğerlerinin yazdırdığı zaptı imzalaması usule aykırı olduğu gibi bu ifade zabıtları da sıhhatli belgeler olarak kabul olunamaz. 

c) Ali YILDIZ'ın sorgu sırasında.gözünün bağlanması ve ifadesinin bölüm bölüm 
alınması ( Jandarma Alay K. K. Albay Fikret Demirtaş'ın 06.07.1999 tarihli ifadesi) ve ifadelerinin önce müsvedde yapılması ( Merkez Karakol K. Astsubay Mesut KAYHAN'ın 04.02.1999 tarihli ifadesi) sanığa baskı uygulanmasıdu. Daha açık bir deyimle samğı istenilen istikamete yönlendirme usulüdür. 

d) Asıl görevliler sorguya alınmamışlardır. ( Mesut KAYHAN'ın 04.02.1999, Burhan ALTAŞ ve Necati ÖZTURAN'ın 1.7.1999 tarihli ifadeleri) Dosyada bu durumun inandırıcı bir izahı yoktur, olması da mümkün değildir. Görevliye işini yaptırmamanın inandırıcı ve hukuki bir gerekçesi olmalıdır. 

e) Sorguyu yapanlar gerek sanıkları ( Ali YILDIZ'ın muhtelif ifadeleri ) ve gerekse tanıkları ( Zeki YAVUZASLAN'ın bilezik olayım sorgu yapanların ortaya atıp, yazdıklarım nakleden 9.3.1999 tarihli ifadesi) açıkça yönlendirmişlerdir. 

f) Gene sorguyu yapanlar bilhassa Yüzbaşı Coşkun BAYAR'ı işin içine katmak için özel gayret göstermişler ve bunu yapınca da, Coşkun Yûzbası'va geçirdik şeklinde maksatlarını ortaya koyan beyanlarda bulunmuşlar ve elle argo işareti yapmışlardır. (Seyfiıllah CURAL'ın 27.10.1999, Necati ÖZTURAN'ın 1.7.1999 tarihli ifadeleri) 

2- ı) Mahkeme Yüzbaşı Ali Osman CİLASUN ve Astsubay Ali KAYA'nın sıfatlan 
ve durumları itibariyle, sorgu için kim tarafından görevlendirildikleri ve YETKİLİ OLUP OLMADIKLARI hususlarını araştırma lüzumunu hissetmeden Yüzbaşı Ali Osman CİLASUN'un bütün dediklerini doğru kabul etmiştir.Onun da bir insan olduğunu ve şu veya bu sebeple Yüzbaşı Coşkun BAY AR aleyhine çalışabileceği ihtimalini gözardı etmiştir." Beyanlarının yer aldığı incelenmiştir. 

c) Komisyonumuza Gelen Cevab! Yazılarda Geçen Ali KAYA İle İlgili Diğer 
Hususlar. 
 ıı- Komisyonumuzun 25.01.2006 tarih ve Esas No: A.01.1.GEÇ. 10/322,323,324-71 sayılı yazısı ile Hakkâri İl Jandarma Komutanlığından; " 01.06.2005 tarihinden bu yana Hakkâri merkez, Şemdinli ve Yüksekova İlçelerinde istihbarat timi olarak görevlendirilen personel hakkında adli- idari tahkikat yapılan olup olmadığı konusunda bilgi ve belge talep 
edilmiş", Hakkâri İl jandarma Komutanlığının 06.02.2006 tarih ve 0621-1 l-06/Ter.Oly.(426) (700) sayılı yazında; aşağıda ayrıntıları verilecek olan, Ali Kaya hakkında Mehmet Tahir DUMAN isimli şahsın şikayeti dışında herhangi bir adli ve idari işlemin yapılmadığı belirtilmektedir. 

Oysa, 09.11.2005 günü Şemdinli İlçesi Umut Kitapevinin şüphelileri olarak 
tutuklanan Jandarma Astsubaylar Ali Kaya ve Özcan tideniz haklarında, Hakkâri İl Jandarma Komutanlığmca da diğer idari işlem ve soruşturmaların başlatılmış olması gerekirdi. Bu gereğin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. 

4. CÜ BÖLÜM İLE DEVAM EDECEKTİR,

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder